120 [21 Şubat 2008 Perşembe]

Size ne deseydim, kalkıp bir filme giderdiniz?..
Veya bize ne diyorlar da, bunca insanla birlikte, kırılan hâsılat rekorlarının birer parçası oluyoruz? Hem de İngiliz hikâyelerini, Yahudi acılarını, Amerikan rüyalarını anlatan filmlerin?..
Sizin de canınızı acıtmak istiyorum şu anda, kendimin de… Onun için soruyorum:
Size ne deseydim kalkıp bir filme giderdiniz; veya ben, neden tekrar gitmiyorum bu filme, hem de mahallenin topladığım bütün çocuklarıyla birlikte?..

Çocuk filmi değil 120; ama bütün çocuklar görmeli… Gençlik filmi değil, fakat bütün delikanlılar ve genç kızlar görmeli… Yetişkin filmi değil, ama bütün ana babalar ve dedeler ve nineler görmeli bu filmi?..
Peki, neden? Çünkü bu filmde “biz” varız ve bizim “biz oluşumuzu” anlatan gerçek hikâyeler var!
Merak ediyorum; 120 filmine 120’şer çocuk götürecek 120 iş adamamız, 120 zenginimiz, 120 vakfımız, 120 derneğimiz yok mu, aransa bulunmaz mı; şöyle haberlere konu olmak isteyen?..

Van… Sene 1914. Dünyada savaş başlamak üzere…
Ermeni vatandaşlarımızın arasından çıkan hainlerin kurduğu çeteler Osmanlı’ya ve Osmanlı’ya sadık olanlara (Ermeni vatandaşlarımız dahil) namlu doğrultmakta…
Ve “Alman’a güvenip savaşa giren komutanların” elinde zayıf düşmüş orduya mühimmat gerekiyor…
Van’da bir miktar cephane var, ama taşıyacak vasıta yok, hayvan yok, asker yok, yetişkin yok…
Bu yok’ların arasından yüz yirmi “ümit” çıkıyor, yaşları 12 ila 16 arasında ve karlı dağlara doğru çıkıyor yola; ellerinde cephane sandıklarıyla…
Hikâye böyle başlıyor…

Önceki gün akşam, karla kaplı Kozyatağı’nda izledim filmi… Dışarıda kar, sinema perdesinde kar ve karların arasında ölümle pençeleşen 120 çocuk… Onların, şunların, bunların kopyası değil; bizim çocuklarımız, bu ülkenin evlatları bunlar. Yani bizim dedelerimiz… Teknik bazı kusurları bir kenara bırakmak lazım; Kültür Bakanlığımızın desteklediği muhteşem bir konu, iyi bir senaryo… Her okulda, her otobüste, her sokakta, her evde konuşulması gereken bir film 120…
Ama korkarım, 120 bin izleyicide kalır diye!
Sanırım 240 kişi alacak bir salonda izledik filmi; iki kişi bizdik ve beş sıra arkamızda yan yana oturmuş dört kişi daha… Türkiye’nin en kalabalık mahallelerinden birinde, 120 isimli filmin, 6 kişiye oynadığına şahit bu yaşlı gözler!
Bu ayıp bize yetmez mi dersiniz?..

Bazı filmlerin tanıtımını bu ülkenin çok meşgul medyası ve bu çok meşgul medyasını izlemekle meşgul bazı vatandaşları yapmayacak!.. 120 isimli filme ailecek gitmenizi ve şu andan itibaren önünüze çıkan herkesle bu filmi konuşmaya başlamanızı tavsiye ederim…
Baştaki soruya dönelim tekrar:
Size ne denseydi kalkıp bir filme giderdiniz acaba?..

Stop
Muammer Erkul
21 Şubat 2008 Perşembe

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir