Aşı günleri!.. [17 Aralık 2003 Çarşamba]

Canlarının, öyle konu edecek kadar acımayacağını pekala biliyorlar. Lüzumlu olduğunu da işitip duruyorlar, ama yine de çocukların çoğu anlamıyor; neden bunca insan seferber oluyor, kendilerine iğne batırmak için?..
Çocukların çoğu bilmiyor;
Neden aşılanmak bu kadar önemlidir, ve nasıl oluyor da aşı olmak, hayatlarını kurtarıyor?..

Aşı olmak; salgın dalgası gelmeden alınan alıştırma dozudur…
Hastalık “gelmeden” tedbirini alır insan… Soğuk “gelmeden” soğuk geldiği zaman ne yapacağını sorar… Açık denizde “gemisi batmadan”; su üstünde nasıl durulacağını öğrenir insan…
Dert gelmeden, dert anında nasıl davranacağını bilmeye çalışır… Yani, en büyük derdin gelip; kendine “neyi” soracağını sorar, öğrenir…
Ve öğrenir; ölümden büyük dert olmadığını!..

Aşılanmak; “gelecek olanı” karşılamaktır!..
…..
Kızıldeniz’in, tepesinde kapandığı ordunun içinde, pişman olan kişi çoktu… Ama, artık su beklemedi;
Dileyen kurtulsun diye!

Bir çocuk kaçsa aşıdan peşinden gider misiniz?.. Yakaladığınız zaman tekrar kaçsa, önüne çökerek ikna eder miydiniz?.. Siz onun gözüne bakar ve yüzüne tebessüm ederken o size vurup tekrar kaçsa, siz de tekrar onun peşinden gider miydiniz?.. “Evet” ise,,, neden?..
“Çünkü o bilmiyor”, değil mi?..

50 yaşından itibaren her gün konuştu onlarla… Bıkmadan, usanmadan, sabırla anlattı, onlara dil döktü, yalvardı… Onlar, alay ettiler, hakaret ettiler, eziyet ettiler…
Hem de bir gün değil, on gün değil, yüz gün değil…
Hem de bir yıl değil, on yıl değil, yüz yıl değil. Yalvardı; çünkü canından candı çoğu, çünkü bilmiyordular!..
Eziyetleri dayanılmaz haldeydi, ama yine de, onların bilmediğini bildiğinden, bir beddua etmek için 450 yıl bekledi babamız Nuh aleyhisselam, tam dört yüz elli sene!..

500 yaşından sonra, emredilen üç katlı gemiyi yaptı. Çağırdı yine herkesi, ama oğullarının bir kısmı da dahil olmak üzere gemiye binenlerin toplam sayısı seksen kişiydi… Koskoca dünyadan sadece seksen kişi, ve seksen kişi için; anlatarak, dil dökerek, yalvararak geçmiş dört buçuk asır…
Sonra da tufan başladı; dünya sulara gömüldü, bütün insanlar ve hayvanlar öldü… Sular çekilip, gemi Cudi dağına oturduğunda altı ay geçmişti suların üstünde…

Biz, şimdi bir şeyleri anlamıyoruz; bu kesin…
Ya “sabrı” anlamıyoruz..
Veya, “bir tek insan bile olsa” can kurtarmanın ne kadar önemli, değerli olduğunu!..
İşte bunun için aşılanmamış çocuk kalıyor yeryüzünde…
Çünkü bilmiyor onlar. Bilmedikleri için aşıdan kaçıyorlar, ve sabırla peşlerinden giden de olmuyor!..

Stop
Muammer Erkul
17 Aralık 2003 Çarşamba

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir