Aşka dair [26 Şubat 2000 Cumartesi]

Aşka dair

Zaman, çoook çok önce… Mekan; iyi huylarla kötü huyların, ne yapacaklarını bilmeden dolaştıkları mekanlar.

Yine bir gün bütün huylar her zamankinden daha da sıkkın halde otururken, Saflık birdenbire ortaya bir fikir atmış :
“Heey, neden saklambaç oynamıyoruz ki?..”
“Neden olmasın ki?..” demişler hep birden, bu teklifi beğenerek…
Tam bu sırada Çılgınlık, çığlık çığlığa;
“Ben ebe olup saymak istiyorum” diye bağırmış.
Hiç kimse çılgın Çılgınlık’ı saklanabileceği yerlerde arayacak kadar çıldırmadığı için, bu teklif de herkes tarafından kabul görmüş. Ve Çılgınlık kollarını bir ağaca yaslayıp, yüzünü de kollarına dayamış, saymaya başlamış;
“Biir, ikii, üüç, döört…”
O saydıkça iyi huylarla kötü huylar kendileri için saklanacak yer aramaya başlamışlar.
Şefkat, Ay’ın boynuzuna asılmış…
İhanet, çöp yığınının içine dalmış…
Sevgi, bulutların arasına kıvrılmış…
Yalan, bir taşın altına saklanacağını söyleyip, gölün dibine girmiş…
Tutku, dünyanın merkezine inmiş…
Para hırsı, bir çuvalın içine girerken onu da yırtmış…
Ve Çılgınlık saymaya devam etmiş;
“Sekseen, seksenbiir, seksenikii…”
Aşk’ın dışında bütün iyi huylar ve kötü huylar o zamana kadar zaten saklanmış. Aşk, kararsız olduğu gibi nereye saklanacağını da bilemiyormuş.
Buna kimseler şaşırmamış, çünkü “Aşk’ı gizlemenin” ne kadar zor olduğunu herkes bilmekteymiş!..

Ve Çılgınlık doksandokuzu da sayıp “Yüüz” diyeceği anda, Aşk sıçramış, güllerin arasına girip saklanmış.
O esnada Çılgınlık;
“Sağım solum sobediir, saklanmayan ebediir” deyip, arkasını dönmüş ve döner dönmez de Tembellik’i ayakta görmüş. Çünkü onun saklanacak kadar bile enerjisi yokmuş…
Sonra Şefkat’i Ay’ın boynuzunda görüp sobelemiş.
Ardından İhanet’i çöplerin, Sevgi’yi bulutların arasında; Yalan’ı gölün dibinde, Tutku’yu dünyanın merkezinde bulmuş birer birer, saklandıkları yerlerinden çıkarmış…
Sadece biri kalmış bulunamayan, o da Aşk’mış… Çılgınlık tam umutsuzluğa kapıldığı sırada, Haset onun yanına yaklaşmış ve kulağına eğilerek;
“Aşkı başka yerlerde niye arıyorsun ki, demiş. O, güllerin arasında saklanıyor…”
Bunun üzerine Çılgınlık, sinsi sinsi gülerek eline ucu çatal şeklinde bir değnek almış ve güllerin arasına çılgınca saplamaya başlamış. Saplamış, saplamış… Ta ki yürek burkan bir haykırış onu durduruncaya kadar!
Ardından da Aşk, elleriyle yüzünü kapatmış olarak ortaya çıkmış… Acı içinde kıvranıyor, gözlerini sımsıkı bastırıyormuş avuçlarıyla, ama akan kanı durduramıyormuş.
Çılgınlık bir anlık heyecanla, istemeden kör ettiği Aşk’ın karşısında dövünüyormuş şimdi:
“Ne yaptım ben, ah ne yaptım… diyormuş.
Seni kör ettim, şimdi gözlerini nasıl onarabilir, bu hatamı nasıl telafi edebilirim?..”
“Gözlerimi geri veremezsin ki artık, demiş acı içindeki Aşk. Ama benim için bir şey yapmak istersen eğer, şunu yapabilirsin: Benim kılavuzum olabilirsin…”

İşte o günden beri Aşk’ın gözü kördür ve yanıbaşında da hep Çılgınlık vardır!..

———————————————————

Mektuplar
Merhaba Muammer ağabey…
1997 yılından beri; Türkiye Gazetesi abonesiyim.. Severek okuduğum ve değer verdiğim köşe yazarları arasında sizin STOP köşeniz çok ilgimi çekti..
İnsanlara vermiş olduğunuz manevi destek ve sevginiz hârikulâde.. Sanki onların ruhunu, kişiliğini biliyor ve bambaşka dünyalara götürüyorsunuz.. İşte bu tür yazılarınızı keşfettiğimde yazmaya karar verdim.. Her insanın sevmeye sevilmeye ihtiyacı vardır.. Ama bu duygular karşılıklı ve seviyeli, aynı zamanda da dürüst olmalı.. Herkesin böyle bir sevgiyle kucaklaşması temennisiyle…
Sevgiler kere sevgiler.
Rahmi Ölmez
İhlas Holding Sakarya Bölge Temsilciliği Kocaeli şb.

Uzun zamandır Sevgi Ailesi’yle birlikteyim. Yazılarınızı… Daha doğrusu hayatımızın, ruhumuzun derinliklerinde gizli kalan ögeleri sizlerle tekrar farkediyor ve yaşıyorum… Çok iyi bir kılavuzsun, Allah seni başımızdan eksik etmesin.
Sinan Yaprak
(Cevap: Ve işte siz de, “ruhunuzun içinde gizli kalmış ögeler”i andırır şekilde, böyle birer birer ortaya çıkıyorsunuz ki, ben asıl buna seviniyorum…)

Yazılarını bu zamana kadar büyük bir zevkle okudum. Anladım ki daima bir şeyler vermeyi ve düşündürmeyi ilke edindiniz. Bu nedenle size saygı ve sevgilerimi sunuyorum, VE TEŞEKKÜR EDİYORUM. Özellikle “SEVGİ” konusunda inanılmazsınız. Biliyorsunuz ki sevgi dünyamızın temel taşlarıdır. İnşaallah ileride bu gayenizden taviz vermezsiniz.
Serhat Açıcı/Korgan-Ordu
(Cevap: Teşekkür ederim, anlayan olduğu sürece her şey bir değer ifade eder. O gözle bakıyor ve asıl teşekkürü sizlere sunuyorum. Sevgiler…)

Devamlı okuyucularınızdanım. Yazılarınızda açtığınız gönül bahçesine içtenlikle katıldığımı belirtmek ve kendimi tanıtmak istedim. Sizinle zevklerimiz, dünya görüşümüz, hatta sevdiğimiz şiirler bile aynı. İşte bu yüzden size, yazdığım şiirlerden göndereceğim.
Gamze Şahin

Lafa klasik “yazılarınızı çok beğeniyorum, her zaman okuyorum” diye başlayamayacağım. Her zaman okuyamıyorum (daha doğrusu okumuyorum) ama yanlış anlamayın, bu yazılarınızı beğenmediğimden falan değil, belki tembellik. “Ben büyüdüm” başlıklı yazınız gerçekten güzeldi. Acaba diyorum bazen, ben de bir gün büyüyecek miyim? Bana kalsa dünyayı ben kurtaracağım da, ah o kör olası fırsatlar… Aslında insanlar kendi fırsatlarını kendileri oluşturmaya çalışmalı. Eh ben de bunu denemedim değil. Şu anda Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı’ndayım. Daha Konya’ya gider gitmez, bir gazeteye başvurdum ve haftada bir defa denemelerim ve hikayelerim çıkmaya başladı.
Rıdvan Hâkan

Merhaba Muammer Abi
Bu gün Pazar ve senin yazın yok ekranımda. Pazar günleri böyle boş oluyor o yüzden. Bari benim yazım senin ekranında görünsün dedim. İyi demiş miyim? Benim okumadan günümü geçiremediğim yazar sensin. Sevgiyle…
Jale

Merhaba Muammer abi,
Bizim bir köşe yazarımızın olup olmadığını sormuşsunuz. Cevabı: Tabii ki var. Kısa bir zaman içerisinde tanışmıştık onunla ama ondan gerçekten bir şeyler öğrendiğimin de farkına varıyorum. O kişinin kim olduğunu da artık siz bilin… Şu anda yine şu meşhur okulumdayım ve hem size mesaj gönderiyorum hem de biraz sonra dersi bitecek olan en yakın arkadaşımı (Sibel) bekliyorum. Bu Almanların ters bakışlarından artık bıktık. Benim yakamda bir Türk bayrağı var ve her gören Alman ters ters bakıp gidiyor. Ama ben Türk olduğum için çok gururluyum. Sevgilerimle…
Bahar
(Cevap: Öpüyorum o bayrağı… Sevgiyle…)

Özlü sözler
“Aşk mücadelesi değil, mücadele aşkı içinde ol.”
Peyami Safa
“Felaketin bir iyliği varsa, hakiki dostlarımızı tanıtmasıdır.”
Balzac
“Eğer birine birşey öğretirseniz asla öğrenmez.”
Bernard Shaw
“Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz.”
Zukianos

Stop
Muammer Erkul
26 Şubat 2000 Cumartesi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir