Aldığımız; “gülüş”tü (!) [06 Mart 2001 Salı]

Aldığımız; “gülüş”tü (!)

İlk defa bu bayramın arefesinde farkına vardım… Çarşı-pazar dükkan dükkan dolaşırken;
İnsanlar aslında “gülüş” alıyorlardı kendilerine!..

“Ustacığım be, şu gülüşün 25 numarası kaldı mı? Kırmızı olsun, kızım için…”
“Doldursana şurdan bana da yarım kilo karışık gülüş!..”
“Bu dar geldi, sen bana 38 bedenini ver bu gülüşün…”
…..
Gülüşler, gülüşler, gülüşler…
Ne alsa insan bir veya birkaç gülüşe dönüveriyor aldığı şey.
Bazıları bunun farkında değil; bir yandan pazarlık yaparken diğer taraftan suratını asıyor. Bazılarıysa ışıl
ışıl gözleriyle gülümsetmeye uğraşıyor ki insanları, kendi de gülsün…
…..
İlk defa bu bayram arefesinde farkına vardım ki; gerçekten gülüş alıyordu insanlar ve gülüş satıyordu… Gülüş alıyordum ben de ve gülüş alacaktım… Ve hep gülüş peşinde koşacaktık hayatımız boyunca, gülümseyişlerin donduğu âna kadar!..

Farkına vardığında bunun, daha da hoş şeyler hissediyor insan… Peşin peşin gülümsemelere başlıyor mesela…
Çünkü biliyor ki; şu beğendiği şey bir gülüştür… Şu paketlenen şey bir gülüştür… Şu parası ödenen de bir gülüştür aslında!..
…..
İnsan, işte bunların farkına vardığı zaman daha bir başka bakmaya başlıyor çevresine, olaylara ve kendi davranışlarına…
Gülüşün nasıl alındığını, nasıl satıldığını ve kıymetinin nasıl bilindiğini anlamaya çalışıyor…
… Ve bayram günlerinde, bu bilginin, gerçekten işine yaradığını, sonraki zamanlarda da işine yarayacağını biliyor artık…

———————————————————

Güzel sözler
* İçinizde en çok sevdiğim kimse, huyu en güzel olanınızdır. (Hadîs-i şerîf)
* Güzel sözler, petekten damla damla sızan bala benzer. Bunlar, insanın rûhuna tad verir. (Süleyman aleyhisselâm)

* Üç huy vardır ki, kimde bulunursa, onun zararınadır: Sözünde durmamak, hile yapmak, zulmetmek. (Hazret-i Ebû Bekir radıyallahü anh)
* Başkalarının ayıplarını araştırmayı terkeden, kendi ayıplarını düzeltir. (Hazret-i Ömer radıyallahü anh)
* Hesaba çekileceğini bildiği halde, haram mal toplamaya devam eden kimseye şaşarım. (Hazret-i Osman radıyallahü anh)
* Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras ve ilim gibi şeref olmaz. (Hazret-i Ali radıyallahü anh)

* Allahü teâlâdan afiyet isteyiniz! Bela istemeyiniz!
* Ananın ve babanın yüzüne merhamet ile bakana, kabul olmuş hac sevabı verilir. (Hadîs-i şerîf)

Naat
Doğuşun müjdeliydi, asırlar öncesinden
İsmail’in soyundan kutsallar beldesinden
Ümmetine bir ışık, âleme rehber oldun
Kurtuluş habercisi, bize peygamber oldun
Âlemlerin sultanı, yaratılışa neden
Rabbimizin habibi ve mâşuku idin Sen
Şüphesiz Sen en üstün bir ahlâk üzereydin
Simaca insanların yine en güzeliydin
İslâmı, insanlığı, en güzel öğretendin
Kur’anı tam yaşayan biricik öğretmendin
Asker oldun cephede mertliği simgeledin
Kulun kula zulmünü, adaletle önledin
Olgunluk timsaliydin, hep sabrı sergilerdin
Kimin ne derdi varsa sonuna dek dinlerdin
Hayâ hayır getirir, o imandandır derdin
Kimseyi utandırmaz güzel sözler söylerdin
Ümmetine ağlayan, koruyan bir liderdin
Para pul edinmedin, neyin varsa hep verdin
“Muhammed’ül emin”din hem dosta hem düşmana
Senin bütün sünnetin yasadır Müslümana
İnsanlığa ders verdin binlerce yıl öncesi
Bize son armağanın ünlü “Veda Hutbesi”
Uyarıcım, rehberim, şefaatçim, önderim
Bana canımdan yakın, Sevgili Peygamber’im
Gazanfer Sanlıtop (İst. 10.01.2001)

Stop
Muammer Erkul
06 Mart 2001 Salı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir