Eğer emsalinden gelse, belki cinayete bile sebep sayılabilecek ağır hakaretleri (daha doğrusu hareketleri) babalar sakin tebessümlerle nasıl da sineye çekiyor çoğu zaman, değil mi?..
Biliyorlar çünkü, kendileri için de aynı sabır gösterilmiştir bir zamanlar…
…..
Ve bir gün geliyor ki; bizler de, aldığımıza benzeyen bir sabrı veriyoruz kendi evlatlarımıza…
Yani…
Yani; büyüklerin sabır ve himmetine akıl ermiyor!..
Şimdi…
Derin bir utanç duygusuyla,
Karasabanlar gibi toprağın içinde sürünürken burnum, itiraf ediyorum ki;
94 senesinin yaz aylarında, büyük bir kararlılık ve inançla… Belki de biraz öfkeyle; "Bu çocuk yazmamalı!.. Ne yazdıkları birine, ne anlattıkları bir şeye benzemiyor!.. Herkes bundan daha iyi yazar!.." diye diklenenler haklıydı…
Haklıydı, değil de "haklıymış" demem daha doğru olacak aslında… Çünkü o zamanlar, o zamanlarki ben "haklı" idi!..
"Hangi GERÇEĞİN taş duvarına tosladın GENE de, böyle zırıldıyorsun?" diye sorabilirsiniz çekinmeden…
Ben de her zamanki gibi yine çekinmeden itiraf edebilirim ki:
"Kendi tavsiye ettiğim kitaba!.."
…..
İnsan, bu yaşa gelir de kendi Peygamberinin hayatını şöyle başından sonuna kadar okumamış, öğrenmemiş olabilir mi yahu?..
Olabilirmiş demek ki, bakın ve görün beni!..
Bu kitabı okurken işte bunun için, bu ihmal ve geç kalmışlık için ağlıyorum galiba, ben… Ve işte bu yüzden gecenin en derin karanlığına veya sabahın en erken saatlerine saklanarak… Ya da evde kimselerin olmadığı saatlari kollayarak okumaya çalışıyorum kitabı…
Aman Allah’ım!.. İnanamıyorum şimdi gene…
Bunlar yazılır mı ya, bir gazete köşesinde?..
…..
Evet, evet… Eminim ki onlar haklıydılar…
Onlar tam altıbuçuk sene öncesinden görmüşlerdi bugünü ve "sen yazar değilsin" demişlerdi, "sana yazdırtmayacağız" demişlerdi…
Adres aynı adres…
Yani; işte bunca yıl sonra benim geldiğim nokta!..
Salı, öğleden sonraki saatler… Yine yalnızım ve okuyor… "Kâinatın Efendisi" isimli kitaptan Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamın ve eshabının yaşadıklarını öğrenmeye çalışıyorum. 300’den önceki yüz sayfada, üç büyük savaşta (Bedir, Uhud, Hendek) çekilen sıkıntılar ve kanımı donduran fedakarlıklar anlatıldı ki; çoğunu hiç duymamışım bile şimdiye kadar. (Kendi çevreme bakıp konunun uzmanı filan sanıyordum kendimi!..)
…..
Medine muhasara altında. Müşrikler öylesine ısrarla ve azgınca saldırıyor ki; hazreti Peygamber bile bazı namazlarını vaktinde kılmaya fırsat bulamıyorlar… Bir ay kadar devam eden savaş sonunda altı şehid verilerek ve çok ilginç bir şekilde bitiyor…
Sonunu okuyorum:
…..
Bu gaza hakkında Allahü teâlâ mealen buyuruyor ki:
"Ey iman edenler! Allahü teâlânın üzerinizdeki nimetlerini hatırlayınız. Hani size (Hendek savaşında) ordular saldırmıştı da, biz onların üzerine bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz (meleklerden) ordular göndermiştik…" (Ahzab suresi: 9)
Bu savaştan sonra sevgili Peygamberimiz;
"Artık nöbet sizindir. Bundan sonra Kureyş sizin üzerinize gelemez" buyurdular.
Bölüm bitti…
Biraz hareket edeyim diye salona gidip televizyonu açtım. Ekranın altında bir bant geçiyordu… Akşam haberlerini beklememizi söylüyordu. Ciddi olarak merak ettim, birkaç kişiyi arayıp;
"Televizyonda bir bant geçiyor ve Enver Bey’in bu akşam mühim bir açıklama yapacağını bildiriyor. Nedir o?.." Diye sordum. Ama kimse bilmiyordu. Akşamı zor ettim…
İşte ekranda Enver Ören…
İşte, bu güne kadarki en büyük hayallerinden biri "100 bin kişiye iş vermek" olan insan, ..ki Allahü teala başka hangi patrona böyle sevilmek nasip etmiştir, bilmiyorum.
Diyor ki:
"Sele karşı yerinizde durursanız o sel sizi alır götürür. Ama gelen sele karşı yürürseniz; ilerleyemeseniz bile en azından ayakta durursunuz…
Siz Enver Ören’i bir tane görmeyin. Binlerce Enver Ören var. İhlas’ın gücü işte budur!..
İhlas’a güvenenler, Enver Abi’ye güvenenler hiç endişe etmesinler… Bu sene İhlas altın yılını yaşayacak…
…..
Kumburgaz’da…
Güzelşehir ismiyle…
Altıyüzbin (600.000) metrekare alana…
Yüzelli (150) milyon dolar harcanarak…
Çelik konstrüksiyonlu, sağlam…
Yediyüzotuziki (732) villa yapılacak.
…..
2001 yılı İhlas Holding için altın yıl olacak…
Bu günlerde çekilen sıkıntıların ilacı bu binalar olacaktır.
Alanlardan Allah razı olsun…
Satanlardan Allah razı olsun…
Bize müşteri bulanlardan da Allah razı olsun…
…..
(Ben bazen kendi kendime konuşurum ya…)
Heyecanlandım ve;
"-YEDİYÜZOTUZBİR VİLLA KALDI ENVER ABİ!.." Dedim.
(Ama lafımı bitirmeye sayfamız yetmedi işte gene!..)
Stop
Muammer Erkul
04 Ocak 2001 Perşembe