Ardımda kalan [20 Şubat 2005 Pazar]

Hani bütün sesler ayyuka çıkar bazen;
Hani hepsi birden,
Hani hepsi en yüksek perdeden,
Ve hani hepsi kendini paralarcasına…
…..
Kulak zarlarım paralanıyordu sanki!

Kulak zarlarını paralarcasına çığlıklaşan azabın bir adım sonrası, sessizlik…
Bütün seslerin duyulmaz oluşu…
Veya sessizliğin gürültüsü!
…..
İçim parçalanıyordu sanki!

Ardından, güneş de iniyordu şehrin tepesine, kor halinde bir tepsi gibi…
…..
Şehir pusuyordu;
Sanki topluyordu dalını yaprağını, kuşunu martısını…
Şehir çöküyordu;
Sanki düşüyordu dizlerinin üstüne, kapanıyordu kendi içine doğru…
Şehir siniyordu;
Sanki şehir, eriyen bir dondurma gibi yayılıyordu yere…
Ve halının altına ayağını sokmaya çalışan bir çocuk gibi biraz daha, biraz daha denizin altına kaydırmaya çalışıyordu kendini!..
…..
Ama güneş, biraz daha yapışıyordu tepesine…
…..
İçim, biraz daha kaynıyor…
İçim biraz daha kanıyordu.

Sessizlikler ne büyük gürültü aslında…
Değil mi?
…..
Ve o şehirde…
Ve o şehre seni bırakıp dönüşlerim, ne büyük sessizlik!

Stop
Muammer Erkul
20 Şubat 2005 Pazar


 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir