Asıl hazine
Osman Gazi ayda bir defa yemek pişirtip fakirlere yedirir, muhtaçları giydirir, kimsesizlere sadaka verirdi…
Orhan Gazi ise imaretler yaptı ki; fakirler gelip her gün karınlarını doyursunlar diye.
Onun oğlu Gazi Hüdavendigar da imaretler yaptı. Her Cuma sadakalar verirdi.
Onun oğlu Bayezid Han da imaretler yaptı ve o da Cumaları sadaka verirdi.
Ariflerden birine sordular:
O arif kişi cevap olarak;
– Bir asıl hazine vardır, ol gerektir, dedi.
Yine sordular;
– Asıl hazine nedir?
– Tebaasının hayır duları padişahlara hazinedir!..
Yeterince Türkçe idi, değil mi?
İsterseniz biraz daha anlaşılır hale getirelim, ne dersiniz?..
İsteyen, istediğini seçsin, buyursun alsın ve koysun cebine!..
… Kişiye hazine gerekir mi?
Bir "asıl hazine" vardır ki, esasında gereken odur…
Nedir o asıl hazine?..
Milletinin hayır duaları başbakanlara hazinedir…
Seçmenlerinin hayır duaları seçilenlere hazinedir…
İşçilerinin hayır duaları işverenlere hazinedir…
Memurlarının hayır duaları amirlere hazinedir…
Öğrencilerinin hayır duaları öğretmenlere hazinedir…
Askerlerinin hayır duaları komutanlara hazinedir…
Çocuklarının hayır duaları ana babalara hazinedir…
Zengin olmanın… Hele hele meşru yoldan zengin olmanın yolunu kolay kolay kimse bulamıyor…
Ama işte "hazine" sahibi olmanın yolunu bu kısacık yazı gösteriyor bana…
Ne olur, bugün bir kişi daha farketsin hazine sahibi olmanın yolunu…
Ne olur…
——————————————————–
Türk kadını
Türkleri gayet iyi tanımış olan meşhur Piyer Loti bakın neler söylüyor:
"Müslüman Türklerin ev hayatları kelimenin tam anlamıyla başka bir dünyadır. Dünyanın başka yerlerinde bir erkek hanımına bu derece saygılı ve hayran olamaz.
Bu gerçeğin sırrı: Türk evinin kadını tarafından hazırlanışındandır.
İddia ederek söylüyorum; Bir Müslüman-Türk evinde odalar bile, özel ve maksatlı bir renk ahengi ve döşeme üslubu ile hazırlanmıştır. Evin reisi erkek, akşam üzeri büyük bir hasretle kapıdan girer. Kadının temizliği maddi planda bir çiçek kadar saftır. Bu madde temizliği, kadının ruh temizliğinden gelir. O kadın, içki kumar ve dış dünyayı bilmez…" (1921)
Olur mu, olur!
* Washington’da çirkin bir ata binmek, 300 dolarlık bir para cezası ödemeyi gerektiriyormuş!..
* Hindistan’da maymunların sigara içmeleri yasalara aykırıymış ve sigara içen bir maymun yakalandığında hemen mahkum ediliyormuş!..
* California’da yaşayan bir kazın tüylerini yolmak yasakmış…
* Danver Colorado’da, fareleri kapan kurarak yakalamak suçmuş!..
* Oregon’da yılanların kafalarına tekmeyle vurmak kanunlara karşı gelmekmiş!..
* Oklahoma’daysa tedavi için gelen bir hastanın, dişçinin dişini çekmesi çok ayıpmış!..
* Mü’min imrenir, münafık ise kıskanır.
(Hadis-i şerif)
* İnsanların sözlerine değil, işlerine bak! Herkesin sözüne aldanma!
(Ahmed Nâmıkî Câmî)
* Hayırlı kimse, ailesine, çoluk çocuğuna faydalı olan kimsedir.
(Abdülkadir-i Geylânî)
* İnsanlar, edebe ilimden daha çok muhtaçtır.
(Abdullah bin Menzil)
Nihal
Nihal’den dün anlattıklarının devamı geldi sonunda. "Telefonumun şarjı bitmişti" dedi.
11-Ekim-99
13:30:29
… Morarmış bedenini görüyorum. Şayet zamanında müdahale edilebilseydi daha az can yanacaktı. Sabaha kadar ne olduğunu tam anlayamadım. Gelen insanlardan Gölcük, Adapazarı, Yalova hakkında kötü haberler alıyorduk. Gölcük’te ablam ve arkadaşlarım vardı. Ama iletişim kurmak imkansızdı. Babamdan da ses seda yoktu. Allah’ım ne zor.
…bir geceydi. Herkes kösem yıkıldı diyordu. Bense orda zaten bina olmadığını savunuyordum. Halbuki üç yıldır ordan alışveriş yapardım. Enkazı gördüğüm halde, beynim… Orda bina olduğunu hatırlamıyordu. Nihayet babam geldi. O kadar sevindim ki; aç olduğunu düşünüp eve kahvaltı hazırlamaya çıktım. Bu arada hafif sallanmalar devam ediyordu. İnsanların şaşkın bakışları arasında yola çay indirdim. Ben de başımıza gelenin ne olduğunu anlayamamış olmanın soğukkanlılığı…
13:55:29
Şimdi yemeğe gitmem lazım. Depremde ölmedik, açlıktan ölmeyelim bari…
Stop
Muammer Erkul
13 Ekim 1999 Çarşamba