Başarmak umut taşımaktır [19 Temmuz 2002 Cuma]

Hastalar der ki hekimlere; “Bana bu hapı verdin, midemi ekşittin!..” Doktor da der ki, hastasına:
“Mideni ekşitmeseydim, komaya girecektin!..” 

Bu, şununla da bağlantılı:
Başarıyla kol kola girmiş insanların hayatını “iyice” inceleyeceksin… Her birinin NELER YAPTIĞINI VE NELER YAPMADIĞINI öğrenecek… Tavırlarını kopyalayacak… Ve de kendi istikametini seçtikten sonra yürümeye karar verip; başarmış olanlardan öğrendiklerinin ışığında ilerleyeceksin…
Yürüdüğün yer, evet kendi hedefin…
Ama böyle bile olsa, “varmak” seni aşıyor!..
…..
E, şimdi bu ne demek, böyle de söylenir mi?
Gerçek olan söylenir!… 

Sen, eğer önceki yerinde kalsaydın; çürüyecektin!..
Paslanacaktın!.. Küflenecektin!.. Bozulacaktın!.. Eriyecektin!.. Vıcık vıcık, cıvık cıvık olarak mahvolacaktın!..
Bunların hangisi, (sadece) yorulmaktan iyi?..
Ya da kendi hedefinde yorulmak, bunların hangisinden daha kötü?.. 

Doktor ne demişti, az evvel “hasta”ya?..
Demişti ki:
“Eğer mideni ekşitmeseydim, komaya girecektin…
Yine de ben senin mideni ekşitmek için vermedim o ilacı;
Komaya girmemen için verdim!..”
…..
Aa, bakın ben de yeni anlıyorum şimdi…
Yani, mideni ekşitmek için verilmiş bir hapın yan tesiri değildi senin komadan kurtulmana yardımcı olan…
Seni komaya girmekten kurtaran ilacın yan tesiriydi midenin ekşimesi!.. 

Hareket etmeyenin, sadece “bi’yeri” büyür…
Ama ilerleyen kişinin gücü büyür, tecrübesi büyür, hayalleri büyür, beklentisi büyür ve hedefi büyür…
Ve en sonunda bu yazı şöyle özetlenebilir sanırım:
Her yola çıkan, sonuna varamayabilir… Ama yola çıkmasan zaten varamayacaktın!
Hatta, varma ihtimalin…
Ve hatta “umudun” bile olmayacaktı!..

Stop
Muammer Erkul
19 Temmuz 2002 Cuma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir