Yıllardır sana bu yazıları yazmasaydım düzeltebilecek miydin kendini?.. Yöneleceğin, döneceğin, bakacağın istikameti bilebilecek miydin, ve hatta aynalarla yüzleşmeyi akıl edebilecek miydin?..
Sanırım, bir de, şu âna kadar sen;
Kırk yılın başında bana yazdığın eciş bücüş o bir kaç satır ve doğrultmaya çalıştığın o bir iki topal cümleyle, beni,,, beni düzelttiğini sanıyordun, ha?..
…vah!..
Biz kalemimizle, ve sözümüzle, ve hatta bir parmak işaretimizle memleketi düzeltiyoruz da,, sen; var, ve mevcut olması bile soluduğun memleket ve hatta yaşadığın dünya için bir nîmet olan birini, velînimetini, yani beni; hangi akla hizmet ki “düzeltebileceğini” vehmediyorsun?..
…..
Bana minnet duy;
Yıllardır yazdığım yazılar ile seni (ancak bu kadar) düzelttiğim için…
Bana minnet duy;
Çevrendeki insanları ve memleketini ve dünyanı düzeltmeye çalıştığım için…
Bana minnet duy;
Bana minnet duymak, senin için bir onurdur çünkü!..
“Tık, tık, tık!..”
-Orda hâlâ kimse var mı, sesimi duyan?..
…..
Ne dersiniz; eğer kontrol etmeye çalışmasak aynen böyle çıkardı sesimiz, değil mi?..
Çünkü sen, ve ben, ve o, ve biz, hepimiz, yani insan denen “acâib-ül garaib” şu mahlûk, her zaman, en kolay yolu tercih eder…
Nedir ki en kolay olan?..
Kolay olan, elbette; “karşısındakini” düzeltmektir… Ve sonra aile bireylerini, sonra çevresindeki diğer insanları, köyünü, şehrini, sonra ülkeyi, sonra bütün insanlığı, dünyayı…
İşte bunu yapmak, ne kadar kolaydır…
Değil mi?..
“Biliyor musun ben bütün dünyayı düzeltebilirim, bunun yolunu, yöntemini biliyorum ve buna gücüm de var. Hadi gel bu büyük işe senden başlayalım…”
Şimdi size bir soru, bunu düşünen kaç kişi var yeryüzünde?..
Yani yaşlı genç, zengin fakir, akıllı akılsız bütün insanların (neredeyse tamamına yakını) aynen bunu denemekte, deneyemezse aynen böyle söylemekte, söyleyemezse aynen böyle düşünmekte!..
İşte insan demek, bu demek!
Herkes aynı fikirde: Herkesi düzeltmek çok kolay…
En yakınlarından en uzağındakilere kadar memleketi, hatta dünya insanlarını düzeltmek çok kolay…
Bu iş bitince de geri kalan son kişi düzelir nasılsa, değil mi?..
Halbuki zor olan yol şu:
Herkes dünya dolusu insanı mükemmelleştirmeye çalışmayı bırakıp, sadece bir kişiyi, yani kendisini (sadece elinden geldiği kadar) düzeltmeye çalışsa… Nasıl olurdu sizce?
İyi olurdu aslında, ama… Benim, şimdi bu bir kişiyle uğraşmaya vaktim yok; memleketi kurtarmaya çalışıyorum, görmüyor musun?..
Ama dur. Hadi gel, bu işe senden başlayalım.
Sonra da sen, bana minnet duy!..
Stop
Muammer Erkul
06 Kasım 2003 Perşembe