Sen, varsan; yaptıkların var…
Ve, makas var; makasın yaptıkları var…
Bıçak var; ve yaptıkları var… Çekiç var; ve yaptıkları var… Testere var; yaptıklarıyla birlikte… Ve çivi var; çivinin yaptıkları da var…
Balta var; yaptıklarıyla beraber… Kazma var; yaptıkları var… Kürek var; ve yaptıkları var…
Çapa var; ve yaptıkları var… Kova var; yaptıkları var… Hortum var; onun yaptıkları da var…
Şemsiye var; yaptıkları var… Baston var; yaptıkları var… Yelpaze var; ve onun da yaptıkları var… Kibrit var; kibritin yaptıkları var… İp var; onun da yaptıkları var…
Merdiven var… Kapı var, ve pencere var…
Ocak var, fırın var, baca var…
Musluk var…
Sen varsın; yaptıklarının önünde giden… Ben varım; yaptıklarım, peşim sıra gelen!
Fakat, nereye doğru… Ve nereye kadar?..
Biliyorsun değil mi; bastonla kulak karıştırılmaz!
Küreği sallayarak kendini serinletmen zor olur!
Hortuma dayanamazsın baston gibi ve kalburlarla su taşınmaz!
Kovaya “kova” denir, ve “kova” dendiği zaman onun yaptıkları hatırlanır… “Baston” bastona denir ve “baston” dediklerinde bastonun yaptıkları hatırlanır…
Senin adın söylendiğinde ise; “sen” hatırlanacaksın! Ve acaba… Senin ismini duyanlar ne hatırlayacaklar?..
…..
Eyvaaah!..
“Eyvah” diyen benim;
Kendim için!..
Biliyorum ki, bu yazının yüzünde bıraktığı; kocaman bir gülücüktür senin. Veya… Gelecek zamanda, bu yazıyı… Yani sen yürüdükçe ardında kalan izi bir gülücük haline getirebilirsin!..
…….
Komşuya gönderilen aşure kâsesinin üstüne konmuş eski bir gazete kâğıdı kadar iğreti duran… Ve biraz sonra bütün yazdıklarının, buruşturularak sobaya tıkılacağından emin olmayan bir kısım yazarcıklar, zamanın aşındırmasına ve fikrin deprenişlerine nasıl tahammül edecek? Kalem ehli olanlar, belli ki; kendine göre kurcalıyor düşünceleri. Yani hem derinliği, hem de birikimi olan insanların arayışları, sezişleri, buluşları da farklı oluyor…
KARINCALARDAN ÖZÜR DİLERİM
Böyle diyor, Ömer Öztürkmen büyüğümüz.
240 sayfalık eserini Alfa Dağıtım’dan temin edebilirsiniz…
Stop
Muammer Erkul
13 Kasım 2005 Pazar