Okul öncesi için (veya okul öncesi seviyesi için) bir soru:
…..
Biz… Bu ülkeye… Fidan dikersek ne olur?..
…..
Hadi düşünen düşünsün, düşünemeyenler ise okul öncesi seviyesi için sorulan bu soruya verilecek cevapları beklesin…
Kim verecek bu cevapları?..
Ben…
(Bazen ödümüz kopuyor, kendimizden bile!)
Halbuki bunda korkacak ne var ki; okul öncesi bir çocuğun yahut okul öncesi seviyesinde kalmış birinin bildiği bir cevabı herkes doğal olarak herkes bilir. Normal olanı da budur…
…..
Hadi soru gene gelsin;
BİZ BU ÜLKEYE FİDAN DİKERSEK NE OLUR?
Cevap, çocuk dediğimiz, eğitimsiz dediğimiz, eğitilemez gördüğümüz insan-cık’lara göre şöyle:
“AĞAÇLARLA BERABER YAŞARIZ”
Daha düz, daha kısa, daha net, daha berrak, daha saf ve daha samimi bir cevap duydunuz mu?
Biz bu ülkeye fidan dikersek; yarınlarımızı ağaçlarla beraber, ağaçların altında, ağaçlı bir ülkenin sağlıklı havasında yaşarız.
…..
Bugün fidan dikiyorsak;
Yarın, ağaçlarla beraber yaşamayı istiyoruz… Ve de ağaçlarla beraber yaşayacağız demektir…
…..
Peki, ya eksilenlerin yerini doldurmuyorsak, bir yandan da (belki gizli gizli) kesmeye, budamaya çalışıyorsak?..
Cevap gene basit;
Yarın rüzgârlar, seller, erozyonlar ile topraksız kalmış bir tabiat istiyoruz, ve de istediğimiz olacak demektir!..
Bu ülkenin acısı
Ne mi anlatıyorum sabah sabah?..
Bu ülkenin can acısını…
Seyredenler hatırlar; üzerimizden “Derin Darbe”dekine benzer bir dalga geçiyor da biz “dalga” geçiyoruz.
Hazreti Nuh’un gemisinde delik yoktu!..
Kafaları “delik” olanlar ise geminin dışındaydılar!..
…..
İlim olmayan yerde hiçbir şey olmaz…
İlim ise; ancak, “hiçbir şey”in olmadığı yerde olmaz!..
Bu ülkeye fidan dikmezsek biz yarın nasıl özleyebiliriz ağaç gölgelerinde oturmayı?..
YA ÜLKEYE KİTAP EKMEZSEK?
Peki, ya bu ülkeye kitap ekmezsek?..
Ülkeye kitap ekmezsek,
Kitap ekmezsek!..
…..
(Bu sorunun korkutmadığı kişilerin kafalarındaki “GELECEK” kavramından şüphe ederim!..)
Show TV’ye tebrikler
Televizyon programlarından bahsedelim mi birazcık?..
Öykü ile daha da “dost” olan Biri Bizi Gözetliyor’un reytingini ciddi olarak merak ediyorum…
Program patladı!..
Pek çok kişi gibi ben de böyle bir patlamayı beklemiyordum.
Tebrikler…
Samimi tebrikler…
Farklı bir şeyler yapılabileceğini ispat eden bütün zeki insanlara tebrikler…
Ama… Belki… Böyle, küçük bir toplum örneği oluştururken;
KİTAP OKUYAN…
Okumasa bile en azından;
KİTABI ELİNDE TUTMAKTAN HOŞLANAN insanlardan da birkaç “NUMUNE” konulabilirdi BBG Evi’ne, değil mi?..
…..
Bunun düşünülmemiş, gözden kaçırılmış olması ne kadar acı, değil mi?..
Yarışmacıların her hafta verdikleri yüz milyonlarca liralık siparişlerinin arasına birkaç tane de KİTAP ismi yazmamış olmaları ne kadar acı değil mi?.
Yapımcıların, müzik dinlettikleri gibi, arada bir (Red Kit, Şirinler bile olsa) yarışmacılara KİTAP göndermeyi akıl edememeleri ne kadar acı değil mi?..
…..
KİTAP İHTİYAÇTIR,
KİTAP YARINLARIN GIDASIDIR…
Bunu fark edememek ne acı değil mi?
BBG arabalarına binen yolcularının da bu konuyu, (aslında bilmeye ve öğrenmeye açık, pozitif yarışmacılara) hatırlatmamaları, gündeme getirmemiş olmaları ne acı, değil mi?..
Eğlenceee!
Eğlenmek elbette çok lezzetli…
Sakın demeyin ki; sen hiç dans etmedin mi, çalıp söylemedin mi, şaklabanlık yapmadın mı onlar gibi…
“Hayır, yapmadım” diyemem… Belki onların arasında olsaydım (canım da istemiyor değil hani) onlardan farkım bile olmazdı…
AMA DEŞARJIN ŞARJI DA OLMALI…
Eğlencenin yanında, kültür birikim de olmalı yani…
Çünkü ordakilerin (ve bizlerin) hiç biri bir çoban çeşmesi değiliz ki, saplanmış olalım bir koca dağın bağrına; akalım, akalım, akalım!..
…..
Her şey zamanında ve yeterli ölçüde…
Bir havai fişek, mahsur kalan kişinin hayatını kurtarabilir…
Ama yine bir havai fişek, yılbaşı sarhoşlarından birinin elinden ve sabahın dördüne doğu uçmuşsa havaya, pek de bir şey ifade etmez!..
Değil mi?
Yani demem şu ki;
O arkadaşlara, kendilerinin bile farkında olmadığı kadar odaklandı toplum. Bütün insanlar, gençler ve hatta çocuklar odaklandı…
Defalarca konuştular da kendi aralarında;
“Milletin gözü önündeyiz, dikkat etmeliyiz” diye…
İşte buna bir İLAVE olmalı.
Arada bir kameralara KİTAP da takılmalı, ellerde KİTAP görülmeli, en azından her biri her gün birer dakika KİTAP okur gibi yapmalı…
… idi!
Stop
Muammer Erkul
26 Mart 2001 Pazartesi