Bebekler neden güzeldir, biliyor musun” diye sormuştu bir zamanlar Hazret-i Yunus… Ve sonra şöyle devam etmişti: “Çünkü bebekler günahsızdır. Günahsız olan güzel olur!..”
…..
Bu güzel kitaplar hakkında merak edenler sormuştu da, konuşmuştuk:
ŞEHRİYÂRÂN demek; “sevgililer şehri” demektir. Şehriyârân isimli kitapların içinde evliya menkıbeleri vardır…
Evliya demek; Allahü teala’nın sevdiği kullar, demektir. Bir kulu, Allah severse eğer; o insan, nasıl sevgilisi olmaz, diğerlerinin?
Bir şehir; içinde sevgili varsa güzeldir…
Onun için “ŞEHRİYÂRÂN” yazar işte bu kitapların her birinin üzerinde. Yani “sevgililer şehri” yazar…
İçinde sevgililerin yaşadığı bir şehre benzedikleri için, her biri böyle bir şehri andırdığı için!..
Haklısınız, bazı kitaplar gerçekten de pratik olmuyor, elde tutamayacak kadar kalın ve büyük oluyor. Fakat bunlar, gömlek cebine sığacak boyda olduklarından; yolda, otobüste, durakta, yemekte, her yerde okumaya müsait ve yine bu yüzden, ikram etmek için cepte taşınan şekerler gibi ve yine onların fiyatında…
Önceki yüzyıllarda yapılacak en mühim iş; bir kıtadan diğer kıtaya at koşturmak, bir kaleden bir kaleye bayrak dalgalandırmakmış…
Peki ya şimdi?..
Şimdi ise en mühim iş; kale değil, insan fethetmek!..
Peki bu nasıl olacak? Elbette kılıç çekerek değil… Gülümseyerek ve güler yüzlü kitaplar ikram ederek!..
Yani her birimizin biraz da olsa ilgilenmesi lazım bu konuyla; hadi heyecanlandırın, hadi dürtükleyin çevrenizi, sevdiklerinizi hareketlendirin… Çünkü; her evliya hepimizin!..
Bu 36 kitabın her birinde, 40’ar ayrı başlık altında toplanmış, tam 1440 (bindörtyüzkırk) tane menkıbe var…
“MENKIBE” ne demek, biliyor musunuz?
Menkıbe; hem insanların hem de Allah’ın sevdiği kulların hayatlarından, işlerinden, sohbetlerinden alınmış hikâyecikler demek…
Hem de her biri birer bardak ballı süt kıvamında, bir kutu sütlü çikolata tadında, hem de onlardan daha güzel, daha faydalı… Ve daha ucuz; 1 lira bile değil…
İnsanlar çoğu zaman mutluluklarını nasıl paylaşacaklarını, üzüntülerinde nasıl dua isteyeceklerini bilemez…
Bunun için de illa, herkes ne yapıyorsa öyle yapmaya çalışır; hiç yenmeyecek ve zaten birkaç ay sonra kurtlanacak iki tane badem şekerine sarılı bez çiçekler dağıtırlar nikâhlarında; ayaküstü kavrulmuş helvalar dağıtırlar cenazelerinde; bir tahta kasa dolusu lokumu yedirmeye çalışırlar çevrelerindeki arkadaşlarına; bebekleri doğunca, arabaları olunca…
Halbuki bunların her biri için minik ve faydalı kitaplar dağıtmak herkes için daha iyi olmaz mı; hem de her kitabın kapak içlerine özel birkaç hatıra satır yazdırarak/bastırarak?.. Çünkü bu kitaplar çiçekten daha güzel, lokumdan daha tatlı…
Nasıl temin edebilirim ve benzeri soruları sormak için (0212) 512 15 67 numaralı telefon numarasını kullanabilirsiniz…
…..
Not: Abdüllatif Uyan ağabeyimizin kaleminden çıkmış; bal damlası gibi, bu birer yudumluk kısa hikâyeler, tatlı sohbetler, ibretli menkıbeler, benim için uzun vadeli bir hayaldi. Sık sık bu konuyu açıyor ve açınca da kısa kesemiyor olmam işte bu yüzden…
Stop
Muammer Erkul
26 Ocak 2007 Cuma