Bir günlük afiyet…
Bayram veya kandil günlerinde bol bol e-mektup ve mesaj alıyorum. Alıyorum da, bir türlü anlayamıyorum; bunca insan nereden buluyor bu kadar güzel mevzuyu da, yazıp bana gönderiyor…
…..
Genelde çok da güzel oluyor bu sevgili can dostlarımın yazdıkları. Derinliği oluyor, seviyesi oluyor hemen her satırın…
İsterdim ki, hiç birini unutmayayım bunların. Ama elde mi?..
İnsan ki; içini parçalayan yarılmaları, kırılmaları bile unutuyorken…
…..
Ben unutabilirim belki, ama sizler varsınız. Hem de “afiyet” içinde… Unutmayacak olan; hem okuduklarını, hem de kendilerini hakikaten seven kişileri…
Görüyorsunuz, değil mi; laf uzaya uzaya bi hal oluyor, ve dilimize dolandığına pişman oluyor!
Biliyorum…
Söz, ehlinin ağzında güzel.
Bahsettiğim mektuplardan birini, bilgisayar ekranımda gördüklerimden bir tanesini aktarıyorum size de.
Haydi, dinleyin:
…..
“Bilirsin ki İmam-ı Rabbanî hazretleri en büyük âlimlerden biridir.
Ve onun, talebelerinden devlet başkanlarına kadar pek çok kişiye yazmış olduğu mektupları toplanıp basılmıştır.
Genellikle kısacık, ama özün özü olan bu mektuplardan 103’üncüsü şöyle:
Allahü teala afiyet versin!..
Öyle bir afiyet versin ki; büyüklerden biri, hep dua eder, Allahü tealadan bir günlük afiyet isterdi. Adamın biri, bu zata:
-Sen, her gün afiyette değil misin? Dedi.
-Allahü tealadan öyle bir gün istiyorum ki, sabahtan akşama kadar Allahü tealaya hiçbir günah işlemeyeyim… Afiyetle geçen gün böyle olur, buyurdu…
Cenâb-ı Hak, size böyle âfiyetli günler ihsân eylesin!..
(Müjdeci Mektuplar, sayfa:152)
Şimdi, neyin sırası?..
Size; “Afiyet olsun” demenin…
Afiyet olsun efendim, şifa olsun, bal olsun…
“Bu neyin afiyeti” diye soran olur belki, söyleyeyim… Söyleyeyim ama, söyleyeceğim söz yine kendimden değil; gönderilmiş olan bir cümle:
“Oku… Çünkü büyüklerin kitaplarını okumak, büyüklerin sohbetlerinde bulunmanın yarısıdır!..”
Bugün, sanki kazandığım parayı haketmemişim gibi bir his var içimde. Çünkü bugün, öğrendiğim hazır bilgileri aktardım size, kafa yorup yeni bir yazı üretmek yerine…
İçimden bunu telafi etmek geliyor…
…..
İçimden;
Bahsedilen kitaplardan birkaç tane alıp…
Bana mesaj veya mektup gönderenlerin… Daha da iyisi, “bu satırları okuyanların sevabına” olmak üzere; ihtiyacı olanlara bu kitapları hediye etmek geliyor.
…..
İyi olur mu sizce?..
Siz de mi yapacaksınız aynısını?..
Bence, ne iyi olur!..
—————————————————–
Mektup… Mektup… Mektup… Mektup…
Merhaba Muammer abi, Bilmem hatırlar mısın, Türkiye Gazetesi çok uzun yıllar önce kartlar vermişti; Türk Sultanları’nı tanıtan kartlar.. Onların hayatlarını kısacık da olsa anlatan, ibret öykülerini bize sunan kartlar.. İşte ben ve ailemin aklına bu kartları değerlendirmek geldi.. Şanlı Türk Sultanları’nı tanıtmanın en güzel yolu ne olabilirdi? Tabii ki internet ortamı..
www.turksultans.com
Şimdi senden isteğim bana yardım etmen.. Reklama ihtiyacım var yani, bilirsin işte 🙂
Kendine iyi bak.. Şahika www.turksultans.com
…..
Sevgili Şahika; helal olsun sana!.. İnan ki ben, mektubunu okuyunca hani öylesine, oynamak için yapılmış bir şey sanıp, sırf ayıp olmasın diye girip baktım sitene… Elinize sağlık, ne güzel olmuş… Ben artık bu sayfayı “tarih dersi” çalışan orta öğrenimdekilerden, Türk yöneticilerine kadar herkese tavsiye eder dururum.
Bu kadar “reklam” yeter sanırım… Biraz da başka konulara yerimiz kalsın(!..)
Stop
Muammer Erkul
02 Kasım 2001 Cuma