Birini ‘kötülemek’ kendini ‘iyilemek’ anlamına gelmiyor [11 Şubat 2004 Çarşamba]

İşte aynen böyle söyler, her kime sorsanız…
Hatta, sen bile böyle söylersin, sorsalar. Ve dahi, ben bile böyle söylerim, sorsanız…
Halbuki… Gerçekten… Birilerini ‘kötülemek’ kendini ‘iyilemek’ anlamına gelmiyor… Onu kötülemen seni iyilemiyor, ve seni kötülemem beni ‘güzellemiyor!’

Ekmeği sağ elindeki çatalına takıyorsun. Mis gibi kokan kuru fasulyenin suyuna batırıp, şöyle bir döndürüyorsun…
Sonra da dosdoğru, sol kulağının deliğine!..
…..
Bu işte büyük bir terslik olduğunu aslında biliyorsun, anlıyorsun…
"Hadi yeniden yapalım" diyorsun.
Çatalı sağ elinle tutuyorsun. Ekmekten kopardığın küçük bir parçayı ucuna takıyorsun. Tabağındaki kuru fasulyenin suyuna sokup ıslatıyorsun; ve "aman yine yanlışlık yapmayayım" diye düşünerek, alelacele; hooop…
Gene,,, sol kulağının deliğine sokuyorsun!..

Gerçekten çok merak ediyorum;
Bir insan aynı hatayı acaba kaç kere yapabilir?..
Ve, ağzına sokması gereken bir şeyi kulağının deliğine sokma hastalığının tıp dilindeki adı nedir?..

Küçücük bebekler, bir kere yandıkları sobaya bir daha elini değdirmiyor; yaz aylarında bile!..
Ama, katır kadar büyümüş bazı insanlar ne yapıyor, biliyor musunuz? Sağ ellerindeki çatallarının ucuna taktıkları ekmeği, yemeğin suyunda çeviriyor ve sol kulaklarının deliğine sokmaya çalışıyorlar!..
Biliyor çoğu bu işte bir terslik olduğunu. Bunun için yeniden, ve yeniden, ve yeniden, ve yeniden deniyorlar aynı şeyi;
Çatal, ekmek,, kuru fasulye,,, kulak deliği…
Olmuyor, olmuyor, olmuyooor; hep canları acıyor böyle yaptıkça!..

"Tühh, diyor sonunda bazıları!.. Bu kadar zaman hata yaptık biz. Ama yanlışın neresinden dönsek kârdır…"
Ellerine birer kaşık alıyorlar. Önlerindeki tabaklara daldırıyorlar, ve hooop; kulaklarının deliklerine!..
Gene olmuyor!
Ve gene yanlış bir şey yaptıklarını bilerek, yanlışın nerede olduğunu anlamaya çalışıyorlar…

Biliyorum ki sizinle hemfikiriz: Birini kötülemek kendini iyilemek anlamına gelmiyor. Yüz kere de yapsan bunu; değişen bir şey olmuyor… Üstelik sen taş attıkça sana da taşlar yağmaya başlıyor!
…..
(Konuyla direkt bağlantılı olarak, bir "sır" ister misiniz benden?..)
Bahar yaklaştı. Çiçekler kıpırdıyor; toprağın ve yüreklerin içinde…
Hadi artık taş atmayalım birbirimize. Çünkü her zaman olduğu gibi, bu mevsimde de; birilerini kötülemek, kendimizi iyilemek anlamına gelmiyor!

Stop
Muammer Erkul
11 Şubat 2004 Çarşamba


 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir