Türkiye’de futbol terörü biter; fakat önce düşüncemizin değişmesi lazım. Düşüncemizin ve rağbetimizin yönü değişirse, terör de biter. Terör aslında zihinlerde var… Kaybettiğimiz, kaçırdığımız her şeyi geri almak için koşuyorsak oraya; ..her şeyin de verilmesini, feda edilmesini bekliyoruz… Dert, sıkıntı, ihanet ve yani hayatın bütün gailelerinden deşarj olmak üzere, hem deDevamı

Bugün ilk Cuma ama bu satırlar bir hüzün yazısı değil… Leylekler göçse uzaklara, yuvaları kimsesiz kalıyor; otları kurusa, bahçen gözüne bir başka görünüyor. Tırnağını bile kessen, yerinde boşluk hissediyorsun. Alışkanlıkları değiştirmek gerçekten de kolay değil. Yirminci yıla girmişken, Stop köşemizin ipi koptu. Hani o görünmeyen bağlarım olmasa savrulabilirdim, çok uzaklara!..Devamı

ESED! Ey yılanların, çıyanların, akreplerin dölü; ismini yazmaktan haya ederim, belki senden önce bir insana konmuştur diye!.. ESED! Aklın mantığın vicdanın bittiği yersin ve bundan sonra ismin yer yüzündeki bütün pislikleri toplayıp da sıkılmış süngerden damlayacak! ESED! Yüz bin Müslüman şehidlik mertebesine sayende ulaştı. İşaret parmakları "Birsin YaRabbi, bilirsin YaRabbi,Devamı

. O günü anlatmak elbette mümkün değil, hem de bu kadar zaman geçmişken üzerinden. Fakat büyük depremden on iki gün sonra Türkiye Gazetesi’ndeki Stop köşemde bir yazım yayımlanmış. Tarih, 30 Ağustos 1999 Pazartesi.. Belki hatırlanır, tazelenir bazı şeyler. A Takımı, Halid Abay ve klibi çekilen yazı… (Kamera, arkasını göstermiyor!.. AmaDevamı

  Yalçın Küçük isminde bir uslanmaz adam, 21 yaşındaki çocuk; Fatih Sultan Mehmet ve İngilizcenin kilit sözü:  Readers are leaders…   Bu dosyayı hazırlamasaydım belki de bütün günümü ziyan olmuş bilecektim!..   Yıllardır rafta duran bir kitap var, adı: “21 Yaşında Fatih” İlk olarak 1987 yılında (Yirmi bir yaşında birDevamı

Bir ihtiyaç oldu, ben de ardı ardına tweetler yazdım. Sonra baktım ve gördüm ki, bu yazdıklarım sadece bir kişi için değil pek çok kimse için ciddi bir ihtiyaçmış… Öyleyse (şu mübarek gece hatırına) o yazılmış cümleleri ardı ardına siteye de ekleyeyim… ..hem okuyan okur, ..hem de, paylaşmak isteyen kendi yakınlarıylaDevamı

Çorlu’da oldukça eski camiler var. Şehir de zaten bunların çevresinde vücud bulmuş ve sonradan bugünkü haline gelmiş. Şehir, Osmanlı’da stratejik bir öneme haiz. Çünkü başkent Edirne ile gönüllerin başkenti İstanbul’un yolu üzerinde… Neticede Fatih’in fetih ordusunun son konaklama yeri de Çorlu bağlığı… Edirne’den yola çıkan ordu burada dinlenmiş, son hazırlıklarDevamı

  Bildiğiniz gibi Ramazan günlerinde "Ramazan kuzularına" başlığı altında yazılar yazıyorum. Oruca başlarken (yani sahur vakti) dikkatli olunması gereken zaman dilimini anlatan yazı epey ses getirmişti. Bir hafta sonra TGRT Haber TV’deki İftar Özel’e davet edildim ve İrfan Atasoy’un sunduğu programa Osman Ünlü hoca ile birlikte misafir olduk. Orada; benim din adamı,Devamı

  Mehmet Nuri Yardım benim eski arkadaşımdır ve ömrünü gerçekten (göstermelik olanlar gibi değil) kitaplara ve kültür sanata adamış bir samimi insandır. Dün akşam telefonda uzun konuştuk.  Bütün gazetelerin bu konuya (kitaba, edebiyata, sanata, kültüre ve fuarlara) bakışıydı sohbetimizin muhtevası. Biliyorsunuz benim de hemen her yazımda doğrudan veya dolaylı olarakDevamı

  Hükümetin yanındasın veya muhalifsin, bunu tartışmak benim işim değil. Fakat hepimizin şu konuyu masaya yatırmasının zamanı, artık geçmektedir: On-on beş sene öncesini hatırlamayan ve yirmi-otuz sene önce hayatta olmayan insanlarımıza "doğru bilgiler" vermemiz lazım. "Gençlerimiz" dediğimiz ve "yarınlarımızı emanet edeceğimiz…" kelimeleriyle başlayan beylik cümleleri kurduğumuz bu kuşak, maalesef işininDevamı

Bütün Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve Ülkücü kadroyu bu sözümün dışında tutarak… (Maalesef aramızda geçmiş olan bir yazışma yüzünden) Bir MHP milletvekilini sizlere şikayet ediyorum… 3 Haziran 2013 Pazartesi "Git Bahçeli’nin elini öp, ülkücüleri sokağa indirmedi" diyen bir siyasiye; "Bunu söylediği halde, kendisinin Taksim’de olduğunu ve milleti oraya çağırdığını" hatırlatan ÜnalDevamı

  İçimde dert olarak kalmış bir konudur. Geçen senenin başıydı. Üç yazı yazmıştım ama sadece birini yayımlamıştım. Bir seneden fazla zaman geçti üzerinden. Şimdi üçünü de ardı ardına okuyacaksınız. Birinci yazım 29 Ocak 2012 Pazar günü Türkiye Gazetesi’ndeki Stop köşemizde çıktı. Belki hatırlayan vardır. Şuydu: ….. Fetih filmini beklerken CüceDevamı

Sanırım hiç yapmadığım bir şey yaptım bu gece: Son on altı bölümünü kapatmadan bitirdiğim kitaba; hızımı alamadım tekrar başladım. Birinci bölüm bitti, sonra ikinci, üçüncü ve dördüncü bölüm… Cılız tekerlek tıkırtıları, at sümkürmeleri, yükseklerde arada bir gözüken koca kanatlı kartal ve de umutlarımız, gidiyorken….. Sanki vakumlanır gibi çekiliyordum tekrar, kitapDevamı

Aylık programa baktım; Nisan ayında 6 defa tiyatroya gitmişim. Bunlar görmek istediğim oyunların tamamı değildi, fakat ancak bu kadarına fırsat bulabildim… Bazen başka işler çıkıyor, bazen bilet bulamıyorsun. Bazen de tiyatro hevesi aynı seviyede olmuyor. Bir alana ilgi yükselmişse ve fırsatın varsa, kendini serbest bırakmak taraftarıyım. Elbette sözüm; "herkese herDevamı

  Dedi ki "Gazetede yazmak istiyorum. İnternette de olabilir… Müstear isimle falan hiç farketmez, yani kendi ismim görülmese de olur… Acabu bu mümkün müdür? Sordum elbette; hangi konularda yazmak istediğini…  Yani; kabiliyetin, merakın nedir? Dedim… Evet gazete şart değildi ve bunun pek imkanı da yoktu şu dönemde fakat zaten önemliDevamı

Annem vefat ettiği zaman, ilk defa bir kabrin içine girmiştim. Annemi kabrine indirdik, sonra mezarlıkta işimiz bitti ve ayrıldık… Sene 1988, Nisan ayının 23’ü idi… O tarihten belki on-on beş sene önce ise annemin ağladığını hatırlıyorum. Diyordu ki: "Dayın siroz olmuş ölecek!"  O gün… İşte dayım sağlamdı ama annemi toprağaDevamı

Onu bir kere görmüştüm: Bakan Ali Coşkun, Nazım Kıbrısî hoca, tarihçi ve yazar Kadir Mısıroğlu, Muhsin Yazıcıoğlu ve ben, hep birlikte aynı saflarda Cuma namazı kılmıştık. Hiç kimseyle olmadığı gibi onunla da hiç bir siyasi bağlantım olmadı… Fakat 2009 yerel seçimlerine 4-5 gün kala, 54-55 yaşlarında bulunan Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterininDevamı

  Öyle bir gece hatırlıyorum ki; anlatabileceğim her şeyin özeti var içinde: Bir insanın aynı anda nasıl acı çekerek, nasıl müjde alarak, nasıl insafsız saldırılara ve tahrik edilmiş on binlerce insanın suizannına göğüs gererek; adeta sayısız yıldırımı bir paratoner gibi kendine topladığını… Ve bunu, üst kattaki aile efradına ve hattaDevamı

       Her hatıra bir kişiliktir… Aynı saatte, aynı yerdeki aynı olayı bile her kişi farklı görür, farklı yaşar, farklı anlatır. Onun için her hatıra çok kıymetlidir ve her hatıra onu yaşayan tarafından yazılmalı, kaleme alınmalıdır…   Her hatıra bir kişiliktir ama arkadan gelen binlerce kişiler bu hatıralara bakacak veDevamı