Çayırlar ve fidanlar [16 Temmuz 2004 Cuma]

Çim; biçilir!
Biçildikçe sulanır, ve sulandıkça yeniden biçilir çim…
Yoksa, iki yol kalır geriye: Ya kurur gider günün birinde, veya orijini, soyu, tohumu karışıp; sıradan bir çayıra dönüşür ve hayvan sürülerini besler…

Biçilse de biçilmese de, çimenler arasında farklı bedenler görülür zaman zaman. Bazısına kıyılamaz bunların,,, bazısı da; kıyılır!..
En sarısından en karasına kadar bütün çalı ve dikenler ayıklanmaya çalışılır yeşil ve yumuşak çimenlerin arasından, ama…
Söktükçe çıkarlar, kestikçe çoğalırlar sanki!

Kıyılamayanlarsa; renk renk çiçeklerdir, ve servi boylu fidanlardır nazlı nazlı salınan… Bunlar bıçağa gelmesin diye özel çaba gösterir çimi biçenler. Onlara biraz daha su, köklerine biraz daha fazla gübre vermeye… Çevrelerini açıp, topraklarını kabartmaya çalışırlar…
Sonunda, tek boy ve tek renk olarak dümdüz biçilip duran çimlerin üzerinde, çayırlarda beliren fidanlar büyür, ağaç olur;
Kimi elli sene, kimi beşyüz yıl ömür sürer…

Etrafınıza bakın. Özellikle de şu yaz tatili günlerinde; göreceksiniz onları…
Onların, (sadece önlerine kondukça okul kitaplarının yazılarına bakan) sıradan tiplerden ciddi farkları olduğunu göreceksiniz.
Bugünlerde belki de henüz belli belirsiz olduğundan biraz zor seçilen bu açı farkının, zaman içinde onlarda nasıl büyük farklılıklar meydana getireceğine de şahit olacaksınız…
Yani çayırda birinin boyu büyüyecekse, işte bunlardan birinin boyu büyüyecek. Biri irileşecekse bunlardan biri irileşecek, biri güçlenecekse yine bunlardan biri güçlenecek…
Bunlar eğer hayatta kalacaklarsa, zaman içinde farklı şekiller alacaklarsa;
Kendilerine dokunan… Kendilerini besleyen… Kendilerini budayan ellere hep minnet duyacaklar…

Anlatabiliyor muyum bilmiyorum, özellikle uzun tatil günlerinde; bahçe dizayn eden, fidanları budayan, sulayan, gübreleyen bahçıvanlara benzettiğim bazı kimselere olan derin hayranlığımı…
Onlar biliyorlar bu küçücük farkların önemini…
Biliyorlar; herkes kadar beslenmeye, herkes gibi biçilmeye razı olan çayır bitkilerinden farkını, büyük çınar ağaçlarının!
Ve bu yüzden zamanı iyi değerlendiriyorlar…

Şimdi, en yakınınızdaki çayıra iyi bakın; en az üç beş tane fidan göreceksiniz otların arasında…
Fakat, bunu sizin gördüğünüz gibi, başkaları da görecek. Siz beslemezseniz başka eller besleyecek, sulayacak, budayacak…
Siz sahiplenmezseniz başkaları sahiplenecek…
Daha da önemlisi;
Bu fidanlar, başkalarını kalplerine sahip bilecek!

Birileri, kendini; “ben, işte o’yum” görüyor…
Peki, ya sen?..

Stop
Muammer Erkul
16 Temmuz 2004 Cuma

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir