Herkes biliyor, değil mi; ben iyi bir yazarım!..
Ben, iyi yazar olmanın yolunu keşfetiğim için iyi bir yazarım…
Çoğu koca koca adamlara yazar yazısını; o kocaman adamların (sadece) birkısmından başkasına bir satır bile okutamaz!..
Ben mi?.. Ben, "hanımlara" yazarım; erkekler (DE) okur!..
…..
Gülün ama bu bir gerçek!.. Erkekler, hanımlara ait sırları kapmakla accaip ilgilidirler, ve sır kaptırmak da istemezler. Bu yüzden kulakları dikilidir!..
Yani, duydunuz mu hanımlar; bu yazımı da gene sizler için yazıyorum!..
Eveet… Hani, şu süslü kızlar vardır ya;
Güzeldirler, ve "dekora" uygun güzel bir de kitap taşırlar koltuklarının altında; da, hani bu kitap koltukaltı parfümlerine kokmaya başlamıştır!..
Hatta kâğıdın hamuruna karışmıştır bu koku!..
Kitabı, serinlemek için de kullanırlar sıcak havalarda, ki herkes görsün; hem kitabı hem de kitabı şööyle sallayanı!.. Hatta önce kitabı, sonra da kitabın arka planında, kendilerini… Ne mmuhteşemm manzara!..
Kitabı yelpaze gibi kullanmanın bir ikinci hedefi vardır ki, şu; kokularını daha da uzaklara göndermek!..
…..
Hşşt, sen!..
Biliyorum ki sen; kokun kitaba ait olmadan ve kitap sana karışmadan… Yani şiirdeki ifadeyle kitap ve sen hercümerc olmadan, anlattıklarını anlayacağından eminsin, öyle değil mi?.. Söylenme!.. Kalk ayağa ve söyle; ki herkes "hanımların erkeklerden çook daha fazla kitap okuduğunu" duysun… Pembe dizilerin bile erkeklerin okuduğu bütün kitaplardan fazla basıldığını haykır…
Ben de diyeyim ki: "Haklısın!.."
Şimdi, tam şu anda bir kitap tavsiye etsem, (hem erkekler, hem hanımlar) kim almaz?.. Hem de önsözünde de bu fakîrin imzası (yani bizim imzamız) olan bir kitap…
İçinde insanı sevindiren, şaşırtan, hayrete düşüren, üzen, mutlu eden, ibret aldıran 70-80 tane hikaye bulunan, harika bir kitap… Bizim köşemizde tavsiye edilebilen bir kitap…
Ahmet Sırrı Arvas/Herkesin Bir Hikâyesi Var
Yeni Çizgi Dağıtım’dan (www.yenisayfa.com ) istiyorsunuz. Tel: (0212) 220 57 70-Faks: 222 61 55
Dinleyin azcık:
"Manisa’da askerim… Kışlaya bir ihtiyar getirdiler. O yaşına kadar kütüğe işlenmemiş. Hayatında hiç köyünden çıkmamış, kasabaya bile gitmemiş. 75 yaşında nüfusa geçirmiş, askere göndermişler.
Bu tür kişilere birkaç ay askerlik yaptırır, sonra geri gönderirler. Hani askerlikten kaçmanın mümkün olmadığını görsünler diye.
Bu ihtiyarla biz dost olduk. Bir gün bir ağacın dibinde otururken bana: "Oğlum, dedi. Sana bir nasihat edeceğim."
"Buyur dede."
"Bak oğlum. Cehennem paralı, cennet ise bedavadır, biliyor musun?"
"Anlayamadım."
"Çok basit. Cehenneme giden yollar için para ödersin. Kumar, içki, vs… Ama cennete giden yollar bedavadır. Camilerde kimseden para alınmaz.."
"Haklısın dede."
"Bir nasihat daha ister misin?.."
(Nasihatin devamını isteyen için yukarıda telefonu verdim ya, benim yerim bitti!..)
Stop
Muammer Erkul
28 Temmuz 2002 Pazar