Sancak açıp kılıç çeken… Ve bu haliyle vereceği son fotoğraf için, ayna karşısında poz antrenmanı yapan “akıncılara” bu yazı…
Akıncı beyisin güya, fakat ardında kimse yok…
Hem de “cihat” yolunda!
Yürü bakalım sen de, canın sıkılıncaya kadar. Tek başına…
Nasılsa susacaksın, sesini duyanlardan uzaklaştığında!..
Bari yürürken şunu düşün:
Acaba hangi cihat keyfî olarak yapılmış ve ferdî olarak?..
………
Aşkın “a”sının ateş olduğu gibi;
Cihadın “c”si de sabırdır…
Ne dişleri bilenip “aslansın” denen, sonra da sırtına vurulup yolcu edilen mücahitlerin işidir cihat… Ne de “senin ne farkın var”, denerek gururu kükretilmiş mücahidelerin…
Cihat, devletin işidir; İslam devletinin…
Cihadın “c”si sabırdır!
Tarih boyunca bütün cihad orduları listelendiği halde; benim, senin veya bir başka ferdin harcı mıdır “cihat” emrini tebliğ?..
Cihat; İslam devletinin aldığı karar ise; ne denir her dağın her tepesinde her bir insancığın her “cihat” çığlığına?..
Dikkat!
Cihat ismi yamanmış keyfiyetin asıl ismi şekâvettir…
…..
Her ferdî hareket eşkıyalık olacağı için… Yani buna terör deneceği için… Yani uyuyan fitne uyandırılmış olacağı için… İşte bunlar için oturur zaten nice aslanlar, sanki hapismiş gibi; kuş kafeslerinde!..
Aslanların farkı vardır sokak köpeklerinden; susabilirler!
Aslan olmak; ufkun başında sessiiizce oturmaktır, vakit gelene kadar!
Pembe kuzuların, semiz koyunların ve hatta boynuzlu koçların her dağıtılışından sonra; bir daha geriye toplanamaz sürü, tam ve tamam olarak!
Acıdır, biliyorum… Fakat;
Cihadın “c”si sabırdır!
Cihat; başının üzerinde kılıç çevirmek ve “yanıma yaklaşanı doğrarım” demek değildir…
Cihat; merminin kurşununu…
…kaleme doldurmaktır bu gün!
Kurşun, silahta değil; kalemde iken güzel!
Yırtıp batacak kadar sivriltilmemiş… Yumuşacık yazan… Ve her yanlışı silinmeye hazır bir tevazu içindeki kurşunkalemin sırrıdır cihat…
Anlayan için!
Stop
Muammer Erkul
09 Ağustos 2007 Perşembe