Dip, ne işe yarar? [23 Mayıs 2010 Pazar]

Dibe vurduğunu söyleyen biiir sürü insanlar aslında yalan söylüyor! Çünkü süklüm püklüm dolaşıp, sağa sola derdini dinletmeye çalışmak çoğunda alışkanlık hâline gelmiş… Anne şefkatine sığınıp nazlanmayı özleyenler, beyhude kucaklar arıyor!

Durmakta zorlandığımız suyun seviyesini, üstelik çoğu zaman kendimiz yükseltmekteyiz;
..kendi gözyaşlarımızla:
“Ben tam da suyun üstünde kulaç atacaktım, işte ne olduysa o zaman oldu, biri bana çarptı, sonra bacağıma kramp girdi, su yutunca elimi uzattım ama tutacak kimse yok, sonra batmaya başladım, ardından üç beş kulaç attım yukarı doğru, ama baktım ki başım aşağıda kalmış, dedim ki ahh, ne geliyorsa benim bu talihsiz başıma geliyor…”
Veya; kocaman bir gölün içindesin… Ve suyun yüzeyi ile suyun dibi arası balık dolu!
Sen sadece nefesini kontrol etmeyi öğreneceksin!

Çoğumuz suyun içinde ölümü beklemekteyiz. Peki ama, ölmüyoruz!.. O zaman bir şeyler yapmak zamanıdır!
Dibe varmak, tam zamanıdır! Peki, neyin?..
Ya dibe vurmanın veya dibe basıp fırlamanın, sıçramanın, yükselmenin tam zamanı!..
Yok mu dibe varan?.. Fakat hiç durmadan kafasını vurmayı seçmeyip, sersem sepelek dolaşmayı zevk edinmeyen…

Dünya savaşı sonrası çiğnenen Almanya’yı düşünün… Atom bombası yemiş Japonya’yı düşünün… Çok değil, on sene önceki Türkiye’yi düşünün!..
Şimdi siz, dibe vardığınızdan emin misiniz?
Öyleyse iki yol var yine önünüzde, her zaman olduğu gibi:
Ya dibe vurup ölümü bekleyeceksin… Veya dibe basıp sıçrayacak, hayata ve hayallerine doğru yükseleceksin!
Tercih et, hadi: Ölüyor musun, bizimle geliyor musun?..

Stop
Muammer Erkul
23 Mayıs 2010 Pazar

3 yorum

  1. İki kurbağanın hikayesini bilir misiniz sevgili dostlarım.
    (Bilenler bilmeyenlere anlatsın! demeyeceğim Nasrettin Hoca’nın hesabı yapmayacağım…)
    İki kurbağa süt kovasını içine düşmüşler. Her ikisi
    de var güçleriyle yüzeye çıkmak için savaşmışlar. Yalnız bizim kurbağalardan birisi çabuk pes edenlerdenmiş. Çabalamayı, çırpınmayı bırakmış, kendini süt kovasının dibine bırakmış (nasılsa öleceğim, kurtulamayacığım demiş kendi kendine.)
    Diğer kurbağa ise savaşmaya, mücadeleye var gücüyle devam etmiş, hiç pes etmemiş, pes etmeye de niyeti yok imiş. Çırpına çırpına süt kovasının üzerinde bulmuş kendini. Çünkü çırpınmasından süt yağa dönüşmüş. Bizim savaşçı kurbağa da selamete erişmiş.

    Üstadımın bu güzel ve çok özel yazısına kıssadan hisse ben de bir nebze katkıda bulunmaya çalıştım.

    Sevgiler kere sevgiler.
    Hoşçakalın, Rabbime emanet olun.

    SAVAŞÇI…

  2. Dip, tabi ki basıp sıçramaya yarar; henüz nefes alıyor olanlar için…

  3. Tercih et, hadi: Ölüyor musun, bizimle geliyor musun?..

    Sizinle gelmeye devam ediyorum. :))

Anonim için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir