E y! Gül güzlü, tatlı dilli
N efesim, her şeyim
V arlık sebebim
E bedi seadetim
R abbim nasib etmiş bize
A ramakla bulunmayan
B ir hazine ki en büyük hediye
İ lim, irfan hep sizde
M uhtacız hep nur cemalinize…
Çok sevdiğiniz ve değer verdiğiniz insanlar vardır. Gökteki yıldızlar gibi ışıl ışıl… Uzaktan izlersiniz, imkansız gibidir onlara ulaşmak. Ama sevdiğiniz kişi gerçekten mükemmel bir insansa; işi mevkisi ne olursa olsun hiç de hayal olmaz, mesafeler yakın olur…
Sevgiler halis olunca… Sevilen ilmiyle amil olursa… Siz layık olmasanız da, muhattap alıp onca yoğunluğunun arasında size cevap yazar, tüm sıcakkanlılığı ve sevcenliğiyle…
Ve o dönüş sizde hiç tatmadığınız mutluluk yaşatır ki; her şeye bedel…
Bir kez daha anlarsınız "İnsan Seveceği Kimseyi İyi Seçmeli, Ona Göre Sevmeli" sözünün mahiyetini… Dünya ve ahiret seadet-i için ve bu sevgiyi nasib ettiği için rabbinize şükürler edersiniz. O yıldızın her daim parlaması, sevgisinin gönlümüzde daim olması için dua edersiniz kalbinizin en derin köşesinden…
Biz kendilerine yolladığımız kandil ve doğum günü tebriklerine cevap yazdığında bu kadar mutlu olurken O’nun sohbetinde bulunanlar O’nlarla vakit geçirenlerin yaşadığı anları hayal bile edmiyorum. Ne mutlu onlara…
Biz uzaktan sevdik… Ama çok sevdik. Bu sevgimize şimdilerde hüzün dolu bir özlem eklendi ki; ne yazgılara sığar ne yıldızlara… Rabbim şefatlarına kavuşmamızı nasib etsin inşallah…
Songül Maden
Muammer Abi sizin eski okuyucularınızdan biriyim. “Duygu Bahçesi” köşesine yolladığım yazıyı yayınladığınız için çok teşekkür ederim. Oraya yazan kalemler gerçekten güçlü ve belli bir eğitimi olan kişiler. Ben ilkokul mezunuyum. Yayınlanacağını pek düşünememiştim ama yine de denedim. Duygularımın sadece bir kısmını paylaşmak istedim. Size çok ama çok teşekkür ediyorum. Saygılarımla… Ve… sizin deyiminizle ” sevgiler kere sevgiler…”
SONGÜL MADEN
Can Songül!
Eğitim almış olmanın yazarlığa olumlu etkileri olur mutlaka.
Ama yetmez…
Hissetmek lazım!
Yazarın; elinde olmadan yaşadığı bir farkındalık içinde olması lazım.
Bu farkındalıktan heyecan duyması lazım.
Bazen karın ağrısı, bazen baş ya da sırt ağrısı içinde kıvranırken; bu ağrılarını yazı yazarak dışarı taşırması lazım.
Lazım lazım…
Benim bilemediğim daha nice “lazım”lar!
Yazar olmadığım için tam anlatamıyorum.
Şöyle söyleyeyim:
İnsanlar eğitimi satın alabilirler ama “yazarlık”ın satıldığı bir yer yok…
“Hissetmek” demişken, ekleyeyim; son günlerde, sitede yazılan yazıları ve yorumları okuyorsan içten hissedişlere şahit oluyorsun demektir…
Ayrıca,bana sorarsan, sende de hiçbir yerde satılmayan şeylerden var.
Sevgilerle
Zehra Öner
Uzun yazamıyorum şu anda ama yazmadan da edemiyorum:
İkiniz de harikasınız!
M:)))