Firakıyla etti bizleri mahzun
Bitmesin sohbetin derdik, nafile
Gönlümüzde hicran uzun bir hüzün
Kavuşmazmış ayrılmayan sahile
Müşfikti herkese yok idi kini
Pervane misali yaktı kendini
Ne çare nadanlar bilmez haddini
Dövünsek de gelmez gidenler geri
Yolumuzda kibir yasak der idi
Hizmet gönüllüsü bir nefer idi
Başta serdar, en öndeki er idi
Dövünsekte dönmez gider ileri
Vesileydi nimetlere her türlü
Kimler halis, hangi yollar özürlü
Dilerdik ki olsun uzun ömürlü
Yad ederiz artık geçen günleri
Gündüz güler güler, gözü yaşlıydı gece
Rehber oldu, her an yaşlı ve gence
Cefaları karşılardı ilk önce
Eyüb sultan oldu insan mahşeri
Ehli sünnet yolun salık verendi
Bilene ne büyük dosttu yarendi
Millet ilmihalin onla öğrendi
Firkatiniz hatırlatır seferi
Tevazu yaygısını yere sermişti
Bu sayede hedefine ermişti
Arı gibi peteğini örmüştü
Bilin ki bir gençlik onun eseri
Tatlı tebessümü daim yüzünde
Dışından gülse de içten hüzünde
Huzur verdi, hasbihal de sözünde
Mahşere mi kaldı hoş sohbetleri?
Mihneti terk etti Enver Abimiz
Dünyayı fark etti Enver Abimiz
Envarı zerk etti Enver Abimiz
Yanmaz mı firaka Garib Maraşlı
Seven kalbler mahzun, gözleri yaşlı…
İbrahim Saygılı
03.04-03 2013