Duygu Bahçemiz (VASİYET [3] – Hicran Seçkin)


3

Yanlış anlama sakın, sana "bu yenir mi" ya da "nasıl yenir" demedim…
Tabağımda/tenceremde yemeğim vardı ve ben sana sadece "buyur" dedim!
Aç gibiydin…
Bildiğim bir açlıktı bu…
Yemeğimi seninle paylaşmak istedim.

Ve paylaşabilseydik mutluluk duyacaktım bundan.
Ya sen?!
Yook senin karnın tok, sırtın pek idi ise, onu da sen bilirsin…
Kararını sen vereceksin…
Sana danışmak ya da akıl sormak değildi amacım yanlış anlama; bu, akıl danışacağım bir mesele değildi çünkü…

Senden, ya da sana benzeyenlerden almadım ki, sana ya da sana benzeyenlere danışayım!
Keşke sen de sormasaydın, aklı karışıklara!
Beni ürkütmeye, korkutmaya kalkışacağına, sen, asıl korkup sakınman gerekenleri görmeye çalış!..
Kendi kumda gömülü, kuyruğu açıkta duran akrepleri gör!

Görebilmek için önce "görmeyi iste"!
Benim insanlık icabı telaşım yanıltmasın seni, bir endişem yok merak etme;
Rabbim, kendi verdiğini kendi korur…
İhsan buyurduğunu muhafaza eder…

"Şu şu tamam da, şu niye şöyle?.. Ya şu mesele ne olacak?" mı diyorsun?
"Rahmetli" de çok sormuştu onları!
İttirettirip bir köşeye fırlatamadığı soruların başında dolap beygiri gibi döndü durdu ve sebebi oldu o sorular…
Kendisi bir zaman önce sizlere ömür!

Hicran Seçkin


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir