El ele [07 Mayıs 2006 Pazar]

Daha çocukluğumuzda, hepimize öğretmişlerdi…
İnce ama uzun bir kâğıdı tam ortasından katlıyorduk. Bunu yan çevirmeden tekrar ikiye katlıyor ve eğer mümkünse tekrar katlıyorduk…
Sonra kalemle, en üstte kalan yüzeyi dolduracak büyüklükte bir çocuk resmi çiziyorduk; yuvarlak bir kafa, iki kol ve iki bacak… Kafa üst kenara, eller iki yana ve ayaklarsa alt kenara kadar uzuyordu.
Ardından, bu çizginin üzerinden makasla kesmeye başlıyorduk, ama hepsini birden…
Şimdi sıra, katladıktan sonra kestiğimiz kâğıdı açmaya geliyordu…

Sonunda eserimiz çıkıyordu ortaya. Ona bakarken hepimizin gözlerinin içi gülüyordu, hem de her defasında…
Çünkü, önce katlayıp sonra kestiğimizin kâğıdın altta kalan sayfaları da kesildiğinden; ortaya, birbirlerinin ellerini tutmuş insanlar şeklinde, şahane bir görüntü çıkıyordu…
El ele tutuşmuş insanlar…
İşin sırrı işte buydu!

Bazen boyuyorduk insanlarımızı, bazen kendi hallerinde bırakıp hayaller kuruyorduk…
Bazen de kat yerlerinden dengesini bulup, ayakta bırakıyorduk.
Yan yana ve el eleyken ayakta durabiliyordu bu insanlar…
Anlamları oluyordu…
Bambaşka bir şeyler ifade ediyorlardı!..

Günlerden bir gün…
Nasıl olduğunu hatırlamıyorum; birinin eli, diğerlerinden ayrıldı!
Hepsi ayaktayken artık o tek başına yatıyordu…
Hepsi birlikteyken o bir başka yerde oluyordu…

Biz, kâğıt adamı da taşıyorduk diğerlerinin yanına. Dayıyorduk birinin omzuna… Bundan şikâyeti yoktu kimsenin, ama artık o diğerleri gibi olamıyordu!
Sanki onlara ayak uyduramıyor, sanki kendini onların parçası göremiyor, sanki oralardan gitmek ve ortalıktan kaybolmak istiyordu!..
Ve sonunda…
..istediği gibi oldu!

Kâğıt adamımız kaybolmuştu!
Üzülmek kendisinin aklına gelmiş miydi bilmiyorduk, ama biz çok üzgündük…
Yakın zamana kadar ellerinden tuttuğu… Ve uzattığı elini büyük bir sevgiyle tutmuş olan arkadaşları da üzülmüşlerdi arkasından…
Fakat yapabilecekleri, bu kadardı!

Biliyor musunuz; bu hatıra ve benzeri küçük hikâyeler çok şeyler öğretti bana, ve isteyen herkese de çok şeyler öğretebilirler!..
…..
Kâğıt adamların sırrını anladığımda, demiştim ki kendi kendime:
Sakın elini koparma, yoksa kaybolursun!..
Ama önce; kimin elini tuttuğuna iyi bak, yoksa mahvolursun!
 

Stop
Muammer Erkul
07 Mayıs 2006 Pazar

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir