Fakirin aç yatması.. [31 Ekim 2001 Çarşamba]

Fakirin aç yatması..

Birisi dese; “mutlaka sigarayı bırakmanız lazım” ilk tepki ne olur?.. Bir sigara yakmak!..
Bu hareket, “bak işte gene bir şey olmadı” anlamına geldiği gibi; “bir tane daha içeyim onsuz kalmadan” da demektir!..
…..
Ama, insanın içinde öyle bir dürtü var ki; söylenen şeyin “aksinin” avukatıdır sanki… Sana bir anda bin iş bulur, bin mazeret bulur, bin sebep bulur ve öyle olur ki; yapmadığın-yapamadığın şey yapmış olmaktan daha iyi sayılmasa bile, en azından yanlış görülmekten sıyrılır!.. 

Yirmi, yirmibeş yıllık bir takıntı vardı bende… Her doğum günüm yaklaştığında, özellikle bir de ufak tefek sıkıntılarım-rahatsızlıklarım varsa, sanırdım ki; o gün aniden şiddeti artacak veya ben sapasağlamken devrilivereceğim!..
Doğduğum gün ölüvermek gelirdi uzun yıllardan beri aklıma…
Yani her Ekim ayının 26’sında!..
…..
Şimdi… Pek çok kişinin sanki toprağa gömülüşünden, işte bunun için vicdan azabı duymaktayım; sanki suçlu benmişim gibi!..
Ve bunca insanın sanki öldüğü, ve yine sanki gömüldüğü 26 Ekim’lere ben nasıl “doğum günüm” diyebilirim?.. 

Neye hayret ediyorum, biliyor musunuz?..
Gazetelerde ve televizyonlarda görüyorum; birileri birilerinin malını çalmış, birileri bir yerlerde kötü durumlarda basılmış, birilerinin başına bir yerlerde bilmem ne gelmiş!..
…..
Dünya, içinde ne varsa kusmuş ortaya da; birileri işte bunu yalıyor!.. 

Hayret ki, ne hayret;
Bakıyorum ki günler sonra; devam etmekte hayat!.. Dünya dönmeye uğraşıyor, hırsızlar kaçmaya, polisler kovalamaya çalışıyor…
…..
Sanki çobansız bir sürünün koyunları aç kurtların önüne kuzularını doğuruyor!..
Zaman çığlık çığlığa, ötelere kaçıyor! 


 
Çok kişi tanıyorum, çook;
Hocamdı, diyen… Komşumdu, diyen… Bana mektup yazmıştı, benim saçımı okşamıştı, bana elini öptürmüştü, benim adımı söylemişti, benim yüzüme bakmıştı, diyen…
Bir kaç da “pervane” tanıyorum, benim gibi kör;
Yanacağı ateşi bile göremeyen!.. 

Ben… İşte onların haline acımaktayım şimdi asıl;
Yani, benim ulaşamadıklarımı “kayıp etmiş” olanlara!..
…..
Fakirin aç yatması
Günlük sıradan iştir…
Lakin, âfet olarak;
Saray sofrası için
Fazlasıyla yetişir,
Kuş sütü olmaması!.. 

“Yazmaya devam” demişti o gece, son söz olarak; içindeki yangınları bizden gizleyen abi’m… Ve, gözlerime bakıp; “Peki efendim” deyişimi duymuştu…
…..
Yazmaya çalışıyorum efendim…
Hayret ki;
Dünya da dönmeye çalışıyor!

——————————————————

Huzura Doğru
Geçen gün bahsetmiştim ama, kitabı okuduktan sonra “eksik” yazdığımı farkettim…
Şu an anlaşılması için açık ve net olarak diyorum ki:
…..
Huzura Doğru isimli kitabın içinde neler olduğunu eğer bilseydiler…
Hangi yaşa, statüye, eğitime, inanca, kültüre sahip olurlarsa olsunlar…
60 milyonluk bu ülkede yaşamakta olan 30 miyondan fazla hanım, hemen bu gün 30 milyondan fazla Huzura Doğru isimli kitaptan birer adet bulurlar…
Ve hemen bir gün içinde, yani yarına akşama kadar;
Kendi kocalarına, babalarına, kardeşlerine bu kitabı (zorla da olsa) okuttururlardı!..
…..
Birileri, Osman Ünlü hocamızı ve BKY’yi neden böyle tebrik ve takdir ettiğimi anlayamıyormuş…
Ben de bazı küçük çocukları anlayamıyorum;
Önlerine halis undan pişirilmiş yumuşacık ekmek konmuştur, ve kendilerine yemeleri söylenmiştir… Ama onlar yememekte inat edip, midelerindeki kazınmadan dolayı gözyaşı döker, feryat ederler!..
…..
Haydi bilin bakalım, bu adresi acaba niye veriyorum yeniden?..
Huzura Doğru-1 / Osman Ünlü
(Kitabın fiyatı, sadece bizim okuyucularımız için, bir defalık, yurt içi gönderme ücreti dahil olmak üzere sadece 4 milyon lira…)
BKY Tel: 0212. 454 21 69
Faks: 0212. 454 21 71
www.bky.com.tr
bky@bky.com.tr

Stop
Muammer Erkul
31 Ekim 2001 Çarşamba

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir