17 Ağustosun 10’uncu yılına: 2
Dünya tarihinin gördüğü en yüksek “baş fiyatı”nı buldu o sene fındık!..
Benim bir kök fındığım olsaydı ve onu toplamak için yamaçlara çıkmış olsaydım…
Ben fındık bahçelerinin yakınında yorgun-argın uyurken, düzdeki evim yere gömülmüş olsaydı; herhalde o fındığı satmaya bile elim varmazdı…
Deprem bir süre önce veya bir süre sonra olsaydı, inanın durum çok daha farklı olurdu…
Hatırlayın… Bir hafta on gün ellerimizden telefonlar düşmediği halde kendileriyle konuşulamayan, bir haber alınamayan yakınlarımız vardı. Sebebi, pek çoğunun “fındık toplamak için” köylere çıkmış olmalarıydı.
Fındık yetiştirilen bölgeleri vuran deprem, tam fındık toplama zamanına denk geldi…
Fındık toplamanın tek yolu; insan gücü ile, elle, birer birer toplamak olduğundan, fındığı olan kim varsa dağlarda, bayırlardaydı… Bu bölge insanının çoğu yıllık izinlerini denk getirmiş ve çoluğu çocuğuyla fındığının başına çıkmıştı.
O sene fındık en yüksek fiyatı yaptı… O seneki fındığa paha biçilmez! O seneki fındık, sadece benim tanıdığım en az on aileyi; zelzelenin tırpanıyla biçilen evlerinden uzakta tuttu. O seneki fındık belki de on bin canı kurtardı.
Fındık, tarihin gördüğü en yüksek başfiyatı buldu 1999’da… Artık hiç kimsenin fındığının fiyatını sorgulamaya hakkı kalmadı. Ve o sene fındık bozumu değil “fındık şenliği” yapıldı aslında!
Çünkü çoğunun evleri yerlerde, ama canları ayaktaydı…
Bolu, Düzce, Adapazarı, Gölyaka, İzmit, Akyazı, Cumayeri, Gümüşova, Çilimli hatta İstanbul’dan fındıkla akraba olan binlerce insan şu an ne söylediğimi o kadar iyi anlıyor ki… Bu insanlar, o yılki fındığın değerini o kadar iyi biliyor ki…
O seneki fındık en yüksek “baş fiyatı” yaptı.
O seneki fındık depremin baltasından binlerce baş kurtardı.
O seneki fındık tarihe geçti.
Stop
Muammer Erkul
23 Ağustos 2009 Pazar
Bu yazı beni 10 yıl sonra da bugünkü gibi etkileyecek sanırım.
ŞAHİKA ATEŞ