Fındık ağaçlarını KURTARIN!.. [12 Temmuz 2002 Cuma]

(Bugün gerçekten çok ciddi bir problemden bahsetmek istiyorum ki, eğer bunu söylemezsek vebali olacağına inanıyorum…)

…..

İnsanoğlunun ve hayvanların en temel besini, elbette buğday. Fakat ülkemizde yıllardan beri, insanların “anlayamıyoruz” dedikleri bazı şeyler olmakta…
Nedir bu anlaşılamayanlar?..
Amerika’da üretilen her yeni ürün, teknik, veya teknoloji en kısa zamanda ülkeye sokulduğu halde, buğday üretimi ABD’de dekarda 500 kilonun üstündeyken, Türkiye’de 200 kilonun altında… Merak eden yok mu, eloğlu nasıl yapmakta bunu?..
Bu birinci boyut. İkinci boyuta ise (inişe-çöküşe) dikkatli bakın…

SENE 1998
Ülkede 21.0 milyon ton buğday üretildi. TMO fiyatı %50.9 artırıp tonda 232 $ verdi ve üretilen buğdayın %24.8, yani 5.2 milyon tonunu aldı.

SENE 1999
Ülkede 18.0 milyon ton buğday üretildi. TMO fiyatı %52.0 artırıp tonda 193 $ verdi ve üretilen buğdayın %23.9, yani 4.3 milyon tonunu aldı.

SENE 2000
Ülkede 21.0 milyon ton buğday üretildi. TMO fiyatı %27.5 artırıp tonda 167 $ verdi ve üretilen buğdayın %14.3, yani 3 milyon tonunu aldı.

SENE 2001
Ülkede 19.0 milyon ton buğday üretildi. TMO fiyatı %60.8 artırıp tonda 162 $ verdi ve üretilen buğdayın %7.7, yani 1.5 milyon tonunu aldı.

SENE 2002
Üretim henüz belli değil, Toprak Mahsulleri Ofisi 148 $ fiyat verdi… (Bu tabloyu gören hangi insan buğday eker ki?..)

…..

Üçüncü boyut ise akla ziyan!.. Babam ne diyor biliyor musunuz, tertemiz düşünerek: “Bir ıslah kanunu vardı zaten. Bizler yanlış yaptık, düzlüklere de fındık ağacı dikerek… Ülkede, ekilecek yer daraldığından buğday azaldı, ve ekmek pahalılaştı…”

Yerleştirilen bu fikrin ardından ne geldiğini biliyor musunuz?.. SÖKTÜĞÜN HER KÖK AĞAÇ İÇİN 20 MİLYON LİRA ödüyormuş sana resmi kurumlar!.. (Bu memleket için oturup da ağlamanın vakti gelmiştir!..)

200 milyona ihtiyacın var; “ben 10 kök söküyorum” diyorsun… 2 milyara ihtiyacın var, diyorsun ki; “gelin de 100 kök söktüğüme şahit olun!..” Karadeniz köylüsünün de paraya ihtiyacı olur, değil mi?.. Oğluna sünnet, kızına düğün yapar, değil mi?.. Veya doların bir senede kaça çıktığına bakmak aklına gelir, değil mi?.. Yani bu insanların pek çoğu bugün veya yarın düzdeki bayırdaki bütün fındığını söker, değil mi?..

Peki, gavurundan başka kim kârlı çıkar böyle bir katakulliden?..

Elimizdeki ekmeğimiz, toprağımızdaki ağacımız, dağlarımızdaki toprağımız isteniyor bizden!.. Yeşilimizin ve hatta toprağımızın bile çıkmasını isteyenler var elimizden. Erozyon dede, akıl ver şunlara!..

Peki hiç merak etmiyor musunuz; KİM ödüyor bu paraları?.. Üstelik KİMİN eli ile ödüyor?.. İnanılır gibi değil!..

…..

Türk köylüsü şaşkın şimdi;
Çünkü buğday EKTİKÇE zarar ediyor. Ağaç DİKTİKÇE yanlış yapıyor. ÜRETTİKÇE suçlanıyor çünkü!..
Kimse düşünmüyor mu, bilmiyorum;
Dünyadaki bütün insanlara yetecek kadar buğday yetişebilir bu topraklarda, ve bir o kadar da fındık…
Ama lokomotifi olmayan vagonlar yürüyemiyor!..

Stop
Muammer Erkul
12 Temmuz 2002 Cuma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir