Gönül gözü neylesin… [21 Ocak 2007 Pazar]

Yoktun ki baktığım hiçbir yönde…
Hiç dolanmadı bir kuşak gibi, aynı anda aynı rüzgâr; ikimizin beline…

Hiç… Ama hiç tuzu karışmadı;
Gözyaşlarımızın!..
Hiç sıvazlamadım kaşının kuyruğunu…
Zülfünü yatırmadım hiç; ıslatılmış parmağımla…
Ve hiiç, hiç silmedin terimi! ..

Olmadık hiç aynı anda, aynı göğün altında…
Aynı ufku bile aynı yerden görmedik…
…..
Bir yıldızımız vardı, bir de ay; konuşurduk…
Bilmiyordum; duyar mıydın gerçekten?..
Ben, yaşardım; seninle…
Bıyığı süte batmış kediler nasıl bakarsa, suçlu; korkardım görülmekten…
‘Suss’ derdim…
Ay susardı!..
Seni bana saklardı!..

Göz ‘görmeliydi’ önce…
Yo, ‘göz’ görmeliydi önce, ki; ırak olsun gönülden, artık göremediği!..
Sen, gönülsün!..
Sen, gönlümsün!..

Göz görmeyince gönülden uzak olunmaz…
Gönülden bakınca; gönül görülür!..

Yüreğim, sıcacık…
Sıksan, sanki buhar çıkacak!
Sıkılsan, damlar mıyım yüreğinden!..
Yoksa, dünyada mekânım;
Kalbin mi?..

Yani sen… Var mısın, bilmiyorum;
Kalbimin hâricinde!..

Bu kadar yokluk ‘var’lığı getiriyor; mümkün olmaktan çıkıyor olmama ihtimalin!..
Muhtemel olsa bile gözümü göreceğin; bunu beklemiyorum…
Gönül, gözü neylesin!..

Stop
Muammer Erkul
21 Ocak 2007 Pazar

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir