Bugün tatil…
Gülmeye hazır mısınız?..
Hani derler ya;
Uçmaya hazır mısınız? Öyleyse, hadi kemerlerinizi bağlayın…
Filmi seyretmeye hazır mısınız? Öyleyse, hadi yerlerinize oturun…
Sahnelenen oyunu izlemeye hazır mısınız? Öyleyse çenelerinizi kapatın!..
Dalmaya hazır mısınız?..
Oksijen tüpünüzü, gözlüklerinizi, paletlerinizi takın…
Hiç mi yüzme bilmiyorsunuz?..
Tamam… Öyleyse hadi gelin, beraber suyun üstünde kalmayı öğrenelim. Bu iş zor değil… Su, kendi üzerinde tutmayı ister zaten seni; doğru hareketleri yaptığın sürece!
Şunu biliyor muydunuz, insan;
Yüzündeki bir avuç kası yoruyormuş gülmek için…
Peki ya surat asmak için?..
Bir kamyon dolusu kasını zorlaması gerekiyormuş!..
Yemek pişirmeye hazır mısınız?
Gelin size yağda yumurta yapmayı öğreteyim…
Resim yapmaya hazır mısınız?
Gelin size boyaları karıştırmayı öğreteyim…
Karikatür çizmeye hazır mısınız?
Gelin size çizgi çekmeyi öğreteyim…
Bisiklete binmeye hazır mısınız?..
Kimin ne bildiği ne bilmediği önemli değil… Kimin ne öğrettiği ne öğretmediği önemli değil… Kimin ne yaptığı ne yapmadığı önemli değil..
Bugünün tatil olup olmadığı da önemli değil…
Soru direkt olarak size soruluyor… Soru sizin arzunuzu hedef alıyor…
Siz…
Asıl siz, kendinize sorun:
Gülmeye hazır mısınız?..
Gülmeye hazır mısınız?
E hadi, gülün öyleyse!..
Gülün ki, güller açılsın çevrenizde. Gülsün ki herkes çiçek bahçesine dönsün ortalık…
Hadi, gülün…
Gülmek için ne beni, ne de bir başkasını beklemeyin…
Stop
Muammer Erkul
27 Haziran 2004 Pazar