Sizce “Sevgili” ne demektir?.. Ya!.. Öyle mi?.. İyi…
Bütün gazete sayfalarıyla televizyon ekranlarını New York ile Pentagon görüntüleri istila etmiş… Ben, kimbilir hangi konuları anlatmaktayım ki, beni sevenlerden biri dayanamayıp yazmış:
-Sen hiç güncel bir şeyler yazmayacak mısın?..
Şaşırma sırası bende!.. Güncel nedir ki?..
-Az önce “seni sevdiğimi” yazmıştım ya, bundan daha güncel ne olabilir?..
Belki bana da “güncel”in tanımını yapmalı birileri!..
Binyılın dalaşı
(Aslında, dünya üzerinde gelişen olaylar hakkında kafa yorup tahminlerde bulunmak çok hoşuma gidiyor… Ama bu konulara da girdin mi, bir daha çık çıkabilirsen…)
-ÜÇ- Sonun başı!..
Ekran karşısında sanki kanımız damarlarımızda donmuşken… Yani 11 Eylül ile ilgili ilk görüntüleri seyrederken bile; aynen bu tablolar görünüyordu, farketmiş miydiniz?..
Eyvah, diye düşünmüştüm… Amerika çöküyor!.. İşte, bu bir çöküşün başlangıcı!..
Çünkü bu koca ülke elbette böyle bir koca acıyı hazmedemeyecek… (Dikkat kritik nokta); “İntikam hırsına” kapılacak… Ardından hatalar başlayacak… Hataları kamufle edip prestij kurtarmak için eziyetlere başlayacak… Ve bir gün, zulüm aşikar hale geldiğinde, senin yapacağın ilk iş; Amerika devrilirken altında kalabileceğin mesafelerden acilen uzaklaşmak olacak!..
-DÖRT- terörist olsaydım(!)
Amerika ta işin başından beri;
“Amerika nasıl düşünmelidir” diye düşünüyor… (Bilinen Amerika’dan bahsediyorsak) yanlış işte burada… Çünkü bilmek gerekir ki, teröristler de;
“Amerika olsam nasıl düşünürdüm” diye düşünüp, ona göre hareket ediyorlar!..
…..
Halbuki ben, “niyeti gerçekten teröristleri avlamak” olan bir Amerika’ya ısrarla tavsiye ediyorum ki;
“Ben terörist olsam nasıl düşünürüm?..” diye düşünmek lazım.
İşte böyle düşündüğünde; dün Fransa’daki füze yakıtı fabrikasında başlayan patlamaları daha ilk günden tahmin ettiğin için şaşırmazsın!..
…..
Ama, tabii ki yukarıda bilinen ve görünen Amerika’dan bahsettik… “Görünmeyen” bir devletin, göstermediği niyetlerinin olma ihtimali her zaman mevcuttur! Ne gibi?..
Doğudan batıya kadar yayılan Türk dünyasının ortasına çöreklenmek gibi… Asya petrollerinin başında dayılanmak gibi… Eski dünya’nın tam kalbine saplanmak gibi!..
Çünkü bu yollardan her biri “uzun süreli hakimiyete” gider!..
-BEŞ- Etekleri zilliler(!)
Acaba kaç Eskimo, kaç Yakut tir tir titremekte; “Ya Amerika bizi de vurursa” diye?..
Cevap: Hiç!..
Acaba Seylan, Madagaskar, Moğolistan… Ne bileyim; Venezuela, Peru, Bolivya hükümetlerinden hangileri; teröristlerin muhtemel intikam saldırılarından endişe duyup da tedbirleri arttırmakta?…
Cevap: Hiçbiri!..
Şimdi, eşşek kadar, deve kadar, fil kadar bir soru size:
Peki Fransa niye işkillenip durmakta?.. İngiltere niye dikenlere oturmuş gibi?.. Almanya ve Kuzeybatı Avrupa ülkelerinin kullakları niye dimdik?.. Ya Kuzey Kıbrıs Rumlarıyla, Ege Denizi’nin fırsatçı çakalları?.. Öbür taraftan; Türkiye’ye ve Akdeniz’e sınırı olan (neredeyse) bütün devletler!..
…..
Şimdi herkesin elinde bir yumak, herkes birilerinin “elbisesinden sarkan” ipleri sarıyor… Sonunda kimbilir kimler bunca milletlerin ortasında “üryan” kalıverecek, ve kimbilir hangi mazeretler ile örtünmeye çalışacaklar?..
…..
Hadi bakalım; başlamakta olan bu enteresan savaşın adı “Üçüncü Dünya Savaşı” değilse, ona yeni bir isim bulun!..
Stop
Muammer Erkul
26 Eylül 2001 Çarşamba