Gurur domuzunun sırtında kıl olmak!.. [10 Ağustos 2003 Pazar]

Biri geçse karşımıza, ve dese ki:
-İki, iki daha kaç eder?..
İnanın, en azından yarımız buna cevap vermez,,, veremez…
Çünkü bir huylu beygirin ağzındaki çelik gem gibi dilimizden yakalamıştır bizi gururumuz, ve nefsimizin kamçısı her an şaklamaktadır sırtımızda…
Soru tekrar edilir;
-Yahu, şu ikisiyle bu iki şey ne eder?..
Düşmana bakar gibi bakarız şimdi, karşımızdaki soran kişiye;
"Bana bu kadar basit bir soru nasıl sorulur?.."

Trafikte, nasıl oluyor da "aynı anda herkes haklı" olabiliyor, hiç düşündünüz mü?.. Direksiyon başı, gururun kendini gösterme yerlerinden biriymiş de onun için!..
Acaba araba kullanan kaç kişi "ya sabır" çekmeyi hatırlayabiliyor?..
Bu sabah, ölümlü bir kaza gördüm; sebebi neydi dersiniz?.. Diğer arabanın sürücüsü ise ayakta gezinecek kadar az yaralıydı, ama perişandı!..

Başka bir gün, kırmızı ışıkta, az önceki dalaşmalarının hesabını soruyordu iki kişi biri birinden;
"Sen, benim kim olduğumu biliyor musun?" Diye bağırıyordu bir tanesi…
Halbuki biraz sonra, bu yolda da, benzer bir inatlaşmanın sonunda birkaç kişi ölecek, ve benzer soruları ona soracaklardı:
"Gel bakalım söyle, sen kimsin?.."
Eyvah!!!..

Gerçekten, insanın "sen kimsin" sorusunu kendisine sorduğu anlar, ürpertici, titretici… Öyle, değil mi?..
İnsan, acaba karşısındakini "anlamamak" için mi yaratıldı?..
Bir Stalin, bir Mao ve bir Yunus "üç adam" mı eder?..
Bir gece, bir gece daha bir gün mü eder?..

-Sevgili dostum, söyler misin; şu ikiyle bu iki kaç eder?..
-!..
-Arkadaşım, mesaj yazmışsın ama ismini yazmamışsın!..
-Ben sana iki sene evvel de mesaj yazmıştım, adımı kaydetmedin mi, bu kadar itibarımız yok mu nazarınızda?..
-Ama bu mümkün değil ki. Hem herkes defalarca numara değiştiriyor, hem de çok çok mühim her yeni numarayı kaydedebilmek için mutlaka bir isim silmem gerekiyor, telefon hafızasından… Bunda gurur yapacak ne var ki? Gönlünü kıracak bir şey değil bu.
Ben de, babamı bile her arayışımda adımı söylüyorum, onun beni nefes alışımdan bile tanıdığını bildiğim halde…

Benim bu yazıyı yazmama sebep olan bilmediğim kişiye bütün gönlümle teşekkür ediyorum, hepimiz adına…
Ve de hepimiz adına; kendi kendime bir nasihat ediyorum:
"Gurur, bir domuz gibidir…
Ve ben, kendi gururumun sırtındaki bir kıl gibi yaşamayı tercih edersem;
Varacağım noktayı sadece Allah bilir!.."

Stop
Muammer Erkul
10 Ağustos 2003 Pazar

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir