Ne yapıyorsun, dedim..
Tohum ekiyorum, dedi…
-Bu tohumları niye ekiyorsun, dedim..
-Çoğalsın, ve sonraki zamanlara da kalsın diye, dedi…
-Ne ektiğimi biliyor musun?
-Hayır bilmiyorum, dedim.
-Öyleyse bilmenin yolunu bul, dedi!..
-Sence ne ekiyorum, dedi…
-Ne ekiyorsun?
-Ben ektiğimi biliyorum… Üstelik sen de benim, ne ektiğimi bildiğimi biliyorsun…
Şu an, ekilenden habersiz olduğunu söyleyen, ve de bilmediğine doğru cevap bulması gereken sensin!..
Az önce kapattığı toprağı gösterip;
-Peki burda ne ekili, diye sorduğumda, o hiç düşünmeden;
-Hasat zamanı biçmeyi umduklarımın tohumu, dedi!..
-Buraya ektiğin tohumların hepsi çıkar mı, dedim.
-Çok isterim, ama ziyan olacak çoğu… Yabancı tohumlar da gelip düşer ocağa, veya görünmeyen köklerden filizler peydahlanır… Yani, ektiğim tohumları kendi haline bırakırsam çer ve çöpe, toz ve toprağa, hatta yabancı otlara karışır ve silinir, kaybolur, yok olur giderler!..
-Şunları görüyor musun; büyümüş, yetişmiş olanları…
-Evet görüyorum, çok güzeller…
-İşte onlar, yani bugün çıkmış olanlar; dün ektiklerimdi…
Ve sen onlarda, bugün üzerlerinde taşıdıkları güzellikten çok; tohumlarından gelen çizgileri, zarafeti… Ve bir zamanlar alıp saklamış, uygun zamanda en müsait zemine ekmiş olduğum tohumlarına, filizlerine, kendilerine göstermiş olduğum ilgi ve ihtimamı görüyorsun…
Öyle değil mi?..
-Çıkmış olanların tohumu "ekilmiş olan"lardı. Yarın çıkacak olanlar ise; bugün ektiğin tohumlardır!.."
Görebiliyor musun bunu?..
-Görmüyorum henüz, ama kalbim diyor ki:
"Bugünden, yarına ne kalır bilmem. Ama umarım ki; bir tek "O" kalır yüreğimde!..
Hem en uzak,, hem en yakın,,, hem de en çok özlenen…"
Stop
Muammer Erkul
13 Haziran 2003 Cuma