Bir zamanlar Urfa’da çekilmiş iki kare fotoğraf. İçinde Muammer Erkul ve ben olan iki kare…
Ta o zamandan beri albümümde sakladım bu fotoğrafları, ortaya çıkarmak bugüne kısmetmiş, öğrendim ki bu görüntüler kendisinde bile yokmuş…
Senin çocuklarla aran iyidir ya hep, o yüzden seni severdim ben Muammer abi.
Bu iki kareyi, o zamanların hatırasına koyuyorum buraya ve aşağıda hikayesini yazmaya çalışacağım…
Omzuna sevgiyle başımı koyduğum abim…
4 yaşımdan hatırladığım nadir kareler ve nadir saatler bu fotoğrafların çekildiği zamanlar.
Bir kapı sesi hatırlıyorum önce.
Adını çok duyduğum ama hiç görmediğim, çizdiklerinin üzerini karalarken uzaktan uzaktan sevdiğim biri gelecek…
Sabahın erken saatleri ki, erken kalkmayı o zamandan sevmem ama fotoğraflarda da görüldüğü gibi o gün cin gibi fırlamışım yataktan.
İki abi girdi evimizin kapısından o sabah, ama uzun saçlı olanı bekliyordum ben galiba… Elindeki poşeti görünce daha da mest oldum; galiba çikolatalarla doluydu içi…
Eve misafir geldi mi ben hiç kaçmazdım, utanmazdım. Hep çok severdim misafiri. Bazen hiç anlamadığım, çocuk aklımın ermediği ve merak da etmediği şeyler konuşulurdu salonumuzda ama ben anlamasam da hep yerimi alırdım köşedeki bir koltukta.
Annemin arkadaşları geldiğinde sıkılırdım, ama babamın arkadaşları geldi mi değmeyin keyfime.
O zamanların küçük Zeynep’i sevilirdi tabii…
Galiba Muammer abim de beni sevmişti.
Beraber kahvaltı masasında oturduk uzunca bir süre. Babam, ben, Muammer abi ve adını hatırlayamadığım diğer abi (umarım bana kızmaz). Tabağımda yumurta, az biraz beyaz peynir var yanında da kaçak çay. Yemek istemediğimi hatırlıyorum sanki ve eve giren o uzun saçlı abinin elindeki poşetle kandırılıp yemek zorunda bırakıldığımı…
Kahvaltının sonunda poşete ulaşmıştım, sanki yemesem ulaşamayacakmışım gibi; çocukluk işte!..
Kış mevsimindeydik ama sanırım Urfa sıcaktı, ya da evimizin içi ısınmıştı o gün tebessümlerle… Yüzüme vuran güneşin sıcaklığını unutmuyorum hiç.
Çocukluğumun hiç unutamadığım en güzel günlerinden biriydi, Çetin’i çizen Muammer abimin bana bir poşet dolusu çikolata getirdiği gün…
Çok oturmamışlardı abiler sanki, güzel şeyler hep kısa sürerdi zaten…
O gün fotoğraf çekmeyi kim akıl etti hatırlamıyorum ama buradan hürmetlerimi iletiyorum. Yıllar sonra bizi abimle bu vesileyle buluşturduğu için…
Ben her gidenin arkasından ağlardım. Hala ağlarım, duygulanırım en azından… Eminim o gün ortalığı birbirine katmışımdır. Muammer abiye gitmesin diye zarar vermiş bile olabilirim 🙂 ama sonuçta gitmişti.
Hala kızgınım niye gittin ne güzel oyunlar oynayacaktık :).
Genelde gidenlerin arkasından yarım saat ağlayıp sonra sakızla, çikolatayla kendime getirilirdim hep ama unuttukları bir şey vardı: Sevdiğim insanlar kalbimden hiç çıkmazdı!..
Ben yıllardır özlüyordum abimi, unutmamıştım hiç salonumuza gelişini ve gidişini…
Beni tekrar gülümsetmesi 18 yıl sonra bugüne nasipmiş…
Bu sefer bir poşet çikolatayla değil ama daha önemli bir şeyle; cesaret etmemi, yazmaya cesaret etmemi sağlayarak.
Benim boyum uzamış onun da saçlarına aklar düşmüş ama o hala delikanlı Muammer abim benim…
Babamın en sevdiğim arkadaşı…
Zeynep Nur Suruç
İşte, Urfa’da çekilmiş iki kare fotoğraf çıktı ortaya.
İşte bunun için, gruba gönderdiğim postanın konu kısmına:
“Bir zamanlar Urfa, Z.N.Suruç, bir beyaz kuzucuk ve çoook tatlı hatıralar” diye yazdım…
Ve zaten işte bunun için, çok önemli olduğunu söylüyorum, şu okuduğunuz sitemizdeki “Hatıralar Sokağı” bölümümüzün.
Kim bilir kimlerde (iyi biliyorum ki) daha neler var ama; öylece gizli, saklı, tozlu duruyor bu hatıralar ve fotoğraflar.
Hadi, yazmak zor gelmesin artık kimseye!..
Eline sağlık pembe/beyaz, güzel kuzuuu,
Canımsın benim Urfalı Zeyno…
HERKESE NOT:
Bir torba öte beri, (daha doğrusu gönül almak) nelere sebep, görüyorsunuz değil mi? Ya o çikolatalar ve bu iki kare fotoğraf olmasaydı, belki de Zeynep şimdi burada aramızda bile olmayacaktı… (Çok korkunç!)
ZEYNEP’E SORU:
O çikolatalardan bitiremediğin kalmadı değil mi? Hani şimdi burada canı çekenler olacaktır da, onun için sordum…
M;)
Merhaba Zeynep. Hoşgeldin aramıza. Daha önce senin adını hiç okumamıştım sitede. Görüyorum ki yaşıtız. Çok seveceksin sitemizi, çünkü biz kocaman bir aileyiz. Çok eskiden henüz sadece gazete köşesiykien o zamanki ablalar bu grubun adını “Seevgi Ailesi” koymuşlar ve kendilerine hep öyle söylerlermiş…
Yazdıklarını okuyunca bunu hatırladım. Ve çok haklı olduklarını gördüm.
Hoşgeldin tekrar, canım.
Sevgiler kere sevgiler.
N…
Bayıldım ikinize de. Kaytan bıyıklar da pek bir yakışmış ama 🙂
S.N.O.-İZMİR
Emin ol sen gittikten sonra hepsini 10 dakika içinde bitirmişimdir abi 🙂 hala bir poşet çikolatayla kalbim çalınabilir durumdayım 🙂 Aileye kabul edildiğim için teşekkür ederim, güzel yorumlar için de…
ZEYNEP NUR SURUÇ
Çok güzel bir hatıraydı. Zevkle okudum ve de duygulandım tabiii.
Zeynep kardeşimiz de hissiyatını fevkaalede hoş ifade etmiş. Nefis bir yazı, çok ender kareler ortaya çıkmış.
Bu yazıdan şunu bir daha anladım: “İnsan ne ekerse onu biçiyor…” Muammer Kardeşimiz de ardı sıra, sevgikere sevgi, muhabbet tohumları ekmiş, seneler sonra onların ışıl ışlı ışıması ne güzel…
Mübarek olsun güzel insanlar, mübarek olsun…
Muhabbetlerimle…
RAGIP
Hoşgeldin Zeynep Nuurr 🙂
Güzel olanın gelişi de tatlı oluyor.
Çikolatalı filan oluyor hatta 🙂
Sıkca görelim isteriz seni buralarda…
Sevgiler kere sevgiler
ESKİŞEHİR AYŞE
Güzel bi hatıra insanı kaç yıl öncesine götüren:)abi o bıyıklar çok yakışmış neden! bırakmıyon be:)
ÜNSAL CENAY- ÇORLU
Kardaş maşaallah aynı duruyon…
ÜMİT ÖZBEK-ANKARA
Bahtın her daim böylesi açık, tahtın ise her daim sevgi dolu omuzlar, kollar, yürekler olsun Zeynep kardeşim. Sevgiler kere sevgiler…
Sultan
Hoşbuldum… :)Güzel gören güzel düşünür. Güzel bakışlarınız ve sözleriniz beni çok mutlu etti. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Muhabbetle…
Z.Nur