İstediğin her şeyini alabilirsin-çalabilirsin bir insanın!
Parasını çalarsın, yeniden kazanabilir… İşini çalarsın, yeniden kurabilir… vs. vs…
Ya bir insanın “hayatını” çalıyorsan?..
…..
Suçsuz bir insanı idam etmekten büyük kaç günah var; üstelik de onun suçu olmadığını bilip-söyleyerek yapıyorsan infazı?..
…..
Peki, ne farkı var, bir koca pastayı sonundan kesmek ile ortasından oymanın; “eksiltmek” açısından?..
Yazık değil mi bana?..
Günah değil mi sana?..
…..
Hadi, zamanımızın sonu da ortası da alınmasın, çalınmasın; kendimizde kalsın!
Kaç usta kaç iklimden malzemeler toplayıp, yay yapmış…
Binlerce kez gez gözleyip ok salmış (olan) birileri, seni (de) eline almış;
Gerip yayın kirişi (germe ipi)ni, bakıp hedefe-ufka doğru… Ve “bismillah” diyerek salmışlar seni…
…..
Şimdi, sen… Kısarak gözlerini “vınnn” diye uçmak yerine;
“-Vayyy ki vayy! Benim gerimdeki tüyleri, senin yayının kirişi acıttı” diye diye çırpınıp, debeleniyorsan havada…
..sonun…
..çamura düşmektir!
Ben, sonuma kadar bu yolun yolcusuyum… Ben mutlaka bu (yaptığım) işi başaracağım… Ben (büyümek için) her gün mutlaka (kitap) okuyacağım…
…..
(Yaptığın işe) İnanacaksın;
Şüphe varsa olunmaz-onulmaz…
Çünkü inancı öldüren; inançsızlık değil, şüphedir!
…..
Allah, hepimizin sonunu hayretsin.. Sevdiklerine yakın etsin.. Hedefe yakın düşenlerden eylesin…
Ama, gördüğü ilk parıltıya; “sen güneşsin” diyen ot, bir de; “sadece beni ışıt” derse, yanar-kavrulur!..
O zaman, bir “şüphe” olduğu çıkar meydana ki; “güneşim” diye hitap ettiğinin ne kadar güneş olduğu sorusuyla başlayan…
Bu ise, mahvıdır mahlûkun!
Çok konuştuk, ve çok konuşuyor insanlar:
Sevmek; zaman vermektir…
Zaman vermek ise hayat vermektir.
Stop
Muammer Erkul
12 Ağustos 2005 Cuma