Hayat, yaşanan andır [18 Nisan 2000 Salı]

Hayat, yaşanan andır

Bugün, hayatının geri kalanının ilk günüdür.
(1970’lerin duvar yazısı)

Gününü yakala!
(Eski Roma atasözü)

Çaresizseniz; çare sizsiniz.
(Muammer Erkul)

Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır.
(W. Emerson)

Bu dünyada mutlu olan insanlar; ayağa kalkıp istedikleri şartları arayan, bulamazlarsa da oluşturan insanlardır.
(G. Bernard Shaw)

En işe yaramayan günümüz hiç gülmediğimiz gündür.
(Charles Field)

Hayatın iki hedefi vardır; istediğini elde etmek, elde ettiğinin tadına varmak. Yalnızca en akıllı kişiler ikincisini uygulayabilirler. (?)
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle, gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir.
(E. E. Cummings)

Hayat boyu yanılgılarımızın yarısı; düşüneceğimiz yerde duygulanmak, duygulanacağımız yerde de düşünmekten kaynaklanır.
(J. Collins)

…böcekler bile insana bağlanır, ona sevgilerini gösterirler. Yılan bile insanı sevebilir ve onu ısırmayabilir. Dünyada sevgiye boyun eğmeyecek hiçbir varlık yoktur. En zalim suçlular bile, eğer sevgi ateşinin içine yerleştirilirlerse, değişebilirler; onların içindeki manevi güç de uyanacaktır.
(Peter Deunov)

Siz yolunuza bakın, böyle yaparsanız hedefe kendiliğinden varırsınız.
(M. Gandhi)
Açık bir el, sıkılmış bir yumruktan daha güçlüdür. (?)
İyi, daha iyinin düşmanıdır.
(W. Shakespeare)

Öfkeli iken konuş, göreceksin ki; pişman olacağın en güzel konuşmayı yapmış olacaksın.
(Ambrose Bierce)

İyilik, ne kadar küçük de olsa hiçbir zaman boşa gitmez. (Ezop)
Gönderen: Mustafa Esen

Nasıl olsa gelecek!
Yankesicinin biri, Behlül Dânâ hazretlerinin külâhını kapıp kaçar. Ancak o, hırsızın peşinden gitmek yerine, kabristana seğirtir.
Bâzı nâdanlar:
“Be hey meczup!.. Hırsızın ne tarafa gittiğini görmez misin?” Diye çıkışırlar.
Kendini halka meczup olarak tanıtan o büyük insanın verdiği cevap müthiştir:
“Nasıl olsa, dönüp dolaşıp, kabristana gelecek…”

Bazı sözler, üzerine bir harf bile koymak mecali bırakmıyor insanda, değil mi?
İşte bu da onlardan biriydi…

Yardımlaşma ile ilgili
“Ümmetimden bir kardeşinin ihtiyacını giderip onu sevindiren kimse, beni sevindirmiş olur. Kim beni sevindirirse, Allahü tealayı sevindirmiş olur. Kim Allahü tealayı sevindirirse, Allahü teala onu Cennetine koyar.
(Hadis-i şerif)

“Bir hastanın ihtiyacını giderinceye kadar gayret sarf eden kimsenin günahlarını Allahü teala affeder. Anasından doğduğu gibi temiz olur.”
(Hadis-i şerif)

“Din kardeşinin ihtiyacını gidermek hac sevabından daha hayırlıdır.
(Hz. Hasan)

———————————————————

Mehmet Şensöz’den şiirler
Çiçekler
Begonyanın, evde canı sıkılır.
Akşam sefâları, dalar hayâle.
Şimdi sarmaşıkla, göğe çıkılır.

Ne muhteşem şeydir şu menekşe.
Yırtar gömleğini, yağmurda lâle.
Baharda, zümrüt bir tahttır her köşe.

Zambağın dudağı, pınara değer.
Karanfil, sabırla tarhı süsler.
Mütevâzı sümbül, boynunu eğer.

Kılıç çiçekleri, döner savaştan.
Asırlardır suya teşne kaktüsler.
Çıkarır bülbülü, şuh güller baştan.

Gözetmiyor zâlim dikenler hatır.
Çiğ tâneleri, aşk nişâneleri.
Usâresi gülün, en nefis ıtır.

Huzurevini ziyaret
Hasret kaldık neş’eye
Ve sevgi denen şeye.
Geç otur baş köşeye!
Burası gam mekânı,
Gülmenin yok imkânı.
Pörsür bütün eşyâlar,
Yaşlanır mobilyalar.
Kezzap diliyle yalar,
Şimdi her şeyi zaman.
Eskir tenimiz aman!
Yaramızı saran yok.
Hâlimizi soran yok.
Rü’yâmızı yoran yok.
Yemekhânede kuyruk;
Memur başına buyruk.
Her gece sızlar dizin,
Yatmaya vermez izin.
Unutulmak ne hazin!
Huzur evi yapalı,
Dış dünyâya kapalı.
Biz solan çiçekleriz.
Günü güne ekleriz;
Azrâil’i bekleriz.
Zor dostum ihtiyarlık;
Kabirde bahtiyarlık…

Yakınız
Malazgirt’den yeni bir vatan aldım!
Fâtih’le atımı sürdüm denize…
Balkanlar’a şimşek hızıyla daldım;
Mohaç’da, haçlıyı getirdim dize!

Serdengeçtilerim, ilerliyor bak!
Kimisi Tuna’ya kanını katmış…
Ulubatlı’m, sûra dikerken sancak,
Vücûduna, yüzden fazla ok batmış…

Aradığım şeyi buldum bu dinde!
Niğbolu’da geldi Yediler, Kırklar…
Bayram namazını kıldım Budin’de,
Titretirken arşı kalbi kırıklar…

Hicaz’a Selim’i kim hâdim eden?
Üç kıt’anın artık, sırtımda yükü!
Medet bekler dullar, yetimler benden;
Halîfe-yi rûy-i zemînim çünkü.

Rüzgârda, tuğunuz yelpâzelenir;
Gök kubbeydi meğer, zafer tâkınız!
Andıkça, acımız tâzelenir;
Size, bir Fâtihâ kadar yakınız…

Stop
Muammer Erkul
18 Nisan 2000 Salı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir