Hayatın süs kalemleri [05 Şubat 2010 Cuma]

 
Bir şeyler geldi aklıma ve masanın üzerindeki küçük defteri önüme çekip hemen kalemliğe uzandım.
Pek kullanmasam da hep gözümün önündeydi bu içi dolu kalemlik. Kim bilir ne kadar zaman sonra, işte şimdi, böyle ansızın zihnimde peyda olan satırları kaçmadan yakalamak için bu kalemlerden birine ihtiyaç duymuştum.

Mavi bir plastik kalemdi elime aldığım, ama kapağı açılmadı. Sıkışmış deyip çektim, büktüm olmadı. Bu kapak kaleme yapışmış, dedim. O kadar uğraştım ki, acıyan elimin derisi kızardı. Kalemin kapağı açılmadı ama zorlanmaktan dibindeki vidalı kapak çıktı.
Olsun, dedim ve hazır açılmışken çıkardığım içiyle not tutmaya niyetlendim. Bu defa da uç yazmadı! Bilyesi alışmamış, sanarak kâğıda sürttüm filan, olmadı…
Bununla vakit kaybedersem ne yazacağımı unutacağımdan endişe ettim. Siyah keçeli kalemlerden birini aldım, o da yazmadı. Kâğıda sürünce sadece uçuk gri bir iz kaldı ardında! İki tane daha vardı ona benzeyen, sonunda üçü de kurumuş, dedim.
İnce uçlu uzun boylu kırmızı kalemi aldım bir ümit; belli ki o da bitmiş kullanılmaktan…
Birkaç boya kalemi duruyordu kenarda; ama uçları açık değildi. Kurşun kalemlerinse kalemtıraşa bile girmemişti hiçbiri!..

Bu nasıl iş, dedim kendi kendime; kalemlik kalem dolu, ama içinde bir teki bile yazmıyor… Öyleyse neden duruyorlar bu kalemliğin içinde? Bunlara kalem diyorsak, kalem biliyorsak onları, kalemlikte yer açıyorsak kendilerine; kendilerinden beklediğimiz de yazmaları değil mi?
Sonra da; sen bir insansın, dedim.
Peki, bir kalemden farkın ne ki?
Yazmayan kalemler, işte şimdi çöp kutusunu boyladı; hem de arkalarında bir iz, birkaç satır bırakmadan! Onlar yazmasınlar diye mi kalem yapılmışlardı ve sen söylemeyesin diye mi insan oldun?
Ha kalemsin, ha insan; önce izine kendin bak!
Çünkü bu gördüğün iz, isminle birlikte anılacak!

Stop
Muammer Erkul
05 Şubat 2010 Cuma

 

8 yorum

  1. Senin kalemin iz bırakıyor. Senden sonra da bu iz yıllar yılı Muammer Erkul ismiyle birlikte, sevenlerinin gönlünde kalacak inşallah.

  2. Bu yazıyı okusun da, isterse yazmasın kalemler! 🙂

    Hicran Seçkin

  3. Senin kalemin yazıyor Muammer abi. İz bırakıyor. Bu izler, senden sonra da yıllar yılı milletin gönlünde senin isminle birlikte kalacak inşallah.

  4. Çok enteresan bir yazıydı.
    Bana Yunus Emre Hazretlerini hatırlattı.
    O da ormana odun toplamaya gidiyor. Bakıyor ki odun toplamaya gelenler nerde kurumuş, odunlar varsa onları kesiyorlar.
    Bu hal üzereyken nefsini düşünüyor; “Bak bunlar çürük odunları kesiyorlar. Kuru ağaçlar ateşe layıktır. Ben de çürük insan olarak cehenneme layık olursam halim nice olur?.. diye gözyaşı dökmüş.
    Senin bu yazında ne kadar süslü, püslü, pahalı da olsa yazmayan çalışmayan kalemler, çöpe gitmekten kurtulamıyor. İşe yaramayan insanlar da birgün layık oldukları yere giderler herhalde…
    Selam ve dua eder, dualarınızı da beklerim canım kardeşim…
    Ragıp

  5. Süpersin abicim kalemine, insanlıgına, izine sağlık.. Biiznillah gönlümüzdeki izin asla silinmeyecek her zamanki gibi mükemmelsin Allah’a emanetsin…

    Yakup KARALI

  6. Masamın üzerindeki kalemliğim ve kalemlerim geldi hatrıma yazını okurken Muammer abi…
    Hakkaten birkaçı süslü püslü hatta. Ama süsten öteye gidemediler yazık ki…

    Yazmak, ardında eser bırakmak, unutulmamak, dua ile hatırlanmak, yazmak, yazmak, yazmak, yazmak…. Girdim yine bambaşka aleme 🙁

    Seni seviyorum Muammer abi:(

  7. İşe yaramayan kalemler çöpü boylar da ya insanoğlu? Bu dünyada çöpe atılmayız belki, ya diğer alemde ne oluruz? Yüreğine, yazabilen kalemlerine sağlık..

  8. Yaklaşık bir haftadır gazetenize aboneyim. Daha önce bulunduğum yere gelmediği için takip edemiyordum. Bugün ilk defa yazınızı okudum ve çok etkilendim. Büyük bir ustalıkla, suya sabuna dokunmadan, anlatmak istediğinizi biz dahi anladık. Mevlam kaleminize kuvvet versin. Artık devamlı takipcinizim. Hayırlı cumalar.
    Serdar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir