Hayattaki en kolay iş [28 Eylül 2000 Perşembe]

Hayattaki en kolay iş

On seneden fazla zamandır sesini duyup da ardından dua etmediğim ambulâns olmadı…
“Şifa ver Ya Rabbi…”
…..
Dua… Belki de hayattaki en kolay iş!..

88 senesinin 22 Nisan’ı… Annem ambulânsın içinde, biz onu belki kurtarırız ümidindeyiz… Yanında ablamla ikimiz varız. Babam önde oturuyor…
Bazen zaman ne kadar yavaş geçiyor, değil mi? Trafik bazen ne kadar çekilmez oluyor… Şehrin tam göbeğindeki hastaneye girmemiz iki-ikibuçuk saati buluyor… Ve mübarek Ramazan ayı, oruçluyuz…
…..
Biliyorum ki sireni çalan bütün ambulânsların içinde, işte böyle “anlatılamaz”ları yaşayan birileri var…
Biliyorum ki sireni çalan bütün ambulânsların içinde, yolunun açılması için, yalvaran gözlerle önünde giden vasıtalara bakan birileri var…
Biliyorum ki sireni çalan bütün ambulânsların içinde, zamanla kavgalaşan, ölümle pençeleşen birileri var…
…..
Biliyorum ki bir gün ben yine, sireni böyle çalan bir ambulânsın içinde olabilirim…
…Ve bu dualarım karşılığında umarım ki; şimdi benim yaptığım gibi, döner biri, bakar ardımdan ve, dudakları kıpırdar;
“Şifasını ver ya Rabbi…”
…..
Kim söyleyebilir muhtaç olduğum şifanın, işte o duanın ardından gelmeyeceğini?..
Dua… Belki de hayat boyu yaptığımız en kolay iş…

Nerden geldi aklıma şimdi bu dua konusu?
İşte şu camiden…
…..
Bir dönüm bahçeye 300 metrekare üzerine, aynı anda 300 kişinin ibadet edebileceği biçimde yapılmış…
İnşa edildiği ve ibadete açıldığı tarih; 1571… Sultan Süleyman yaptırmış… Yani Kanûni Sultan Süleyman, yani Muhteşem Süleyman…
Ve hemen yanında da başka bir isim, yapanın adı: Mimar Sinan…
Bazen şunu hissederim ki;
Uçsuz bucaksız bir arazide açlıktan ölmek üzereyim ve uçarak gelen büyük bir kuş, tam benim üzerimden geçerken, belki de dikkatini bana verdiği için; ayağında taşıdığı henüz sıcacık, dumanı tüten, pişmiş bir bütün tavuğu kucağıma düşürüverir…
İşte bunun adı şanstır!..

Alnınızı secdeye koyduğunuz zaman bazen yer dalgalanır gibi olur ya… Hani sonra “zihniniz” sanki yerdeki bir tuhaf karanlığa dalar gibi olup… Hani sonra aniden… Sanki sudan fırlayan bir yunus balığı gibi fırlayıp; içinizin yukarı, yukarı, yukarı, yukarı doğru uçtuğunu hissedersiniz ya…
Hissedersiniz, değil mi?..
…..
İşte demin, tam böyle bir anda emin oldum ki, bu camide başını secdeye koyan çook kişi;
“Ya Rabbiii, diye dua etti bir zamanlar…
Ya Rabbi, bu camide bugüne kadar başını secdeye koymuş ve bundan sonra da sana el açacak olan herkesin, bugüne kadar etmiş olduğu ve bundan sonra da edecek olduğu bütün hayır dualarını kabul eyle…”
…..
Buna benzer dualardan birini edenin de; bu güzel camiyi yaptıran Süleyman Hân olmadığını mı zannediyorsunuz?..
Bu güzel camide dua eden Kanuni’nin; babası, dedesi ve büyük dedesinin dualarını almadığını mı zannediyorsunuz?..
Büyük dedesi…
Yani Sevgili Peygamberimizin duasını almış olan Fatih Sultan Mehmed Hân…

Dualar…
Dualar müthiş bir güç, inanılmaz bir kuvvet…
Ve diğer yandan da; hayat boyu yapabileceğimiz en kolay iş!..
…..
“Nerden nerelere” mi geldik?..
Olsun…
Siz…
Bugün…
Bu camide…
Size dua edilmediğini mi zannediyorsunuz?..
…….
(Regaip Kandiliniz ve üç aylarınız mübarek olsun)

———————————————————

Sizin şiirleriniz

Anneciğim
Ben;/Baharı, çiçekleri, kelebeği, yeşili/Yazı, denizi, güneşi/Çocukları, maviyi, hayatı/Sevmeyi, sevmeyi sevenleri,/Akrabalarımı, Anadolu’yu/Babamı, abimi, arkadaşlarımı seviyorum./Ama seni bu değerlerimden çok seviyorum/Çünkü;/Sen olmasaydın dünyaya gelmez/Bunları sevemezdim/O yüzden seni çok ama çok seviyorum/Sevgili anneciğim.
Fatıma Kahraman

Her şeye rağmen
Seni sevmek güzel
Acıtıyor olsa da bazen canımı
Akıtsa da zaman zaman gözyaşlarımı
Yine de güzel, tuz damlaları…
Seni sevmek güzel
İçimde yaşatmak da,
Sen yokken seninle yaşamak da…
Seni sevmek çok güzel,
Her şeye rağmen;
Yokluğuna bile!..
Şebnem

Unutma
Hani gözlerin dalıp gider ya uzaklara,
Hiç görmediğin, hiç bilmediğin diyarlara…
Hani içindeki kuş başlar ya şakımaya,
Sana ta eskileri anlatmaya…
Hani karanlıkta, kapıldığın zaman umutsuzluğa,
Küçük bir çocuk gibi başlarsın ya ağlamaya…
Hani bütün renkler birbirine karışır ya,
İşte vuslat, o zaman yarındır, Unutma!!!
S. Yılmaz


Stop
Muammer Erkul
28 Eylül 2000 Perşembe

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir