Hem sevin, hem kork! [27 Haziran 2001 Çarşamba]

Hem sevin, hem kork!

Çok yakın zamanlarda, üst üste başına gelmiş o kadar çok bela-musibet anlattı ki, masal anlatıyormuş gibi dinlemeye başladım onu… Anlatacaklarını bitirip, sözü dedeme bırakınca, içimden aynen şunlar geçti…
Dedem şimdi; “günahlardan kaçıyor ve emirleri yapıyor musun?..” diye soracak dedim…
Ama, dedem önce beni dizinden indirdi, ve;
-Gel seni anlından öpeyim, dedi. Çünkü iyi bir insansın…

Eğer öyle olmasaydı, bunlar gelmezdi başına… Ki; kötülükler arttıkça musibet gelmeyen korkmalı kendi halinden!..
Bütün cezasının ahirete kalması takdir edilen azgın Firavun’un, yokuş çıkarken bile yorulmaması (yani dünyada hiç cefa çekmemesi) bu duruma iyi bir örnektir!..

Sen şimdi git, ve üç ay sonra gel. Yaşar isek konuşuruz yine…
Bu arada sen kendin de göreceksin ki, inşallah; benim bilmediğim, ve duymak da istemediğim bir gizli deliği kapanmış olacak teknenin, ve artık su almıyor olacak…
Rahatlayacaksın!..

Üzülme bunlara…
Kork ki;
Ya dünyada kalacak olan şeyleri tercih edenlerden olsaydın?..

Sevin, ki;
Ya gözünün önünde bulunan camın ardındaki âleme değil de, camın kendisine bakan ahmaklardan olup, vursaydın kafanı gene, gene, gene önündeki her engele?!..

Üzülme bunlar gibi dünya sıkıntılarına…
Sadece şundan… Sadece; “Ya yarınım bu günümden daha iyi ve faydalı olmazsa” ihtimalinden endişe et…
…..
Bildiğimiz bu kadardır evladım…
Bildiğimizi göstermek için değil, sorulduğu için söyledik!..

——————————————————-

Günde 5 milyon gazete satmak

…ÇOK KOLAY!..
Bu iş gerçekten KOLAY; eğer hepimiz bunun ÇOK KOLAY olduğuna inanabilirsek… Lütfen bunu kafanızın içinde taşıyın birazcık..
……..
Gözünüz keskin mi?..
Bakın öyleyse, ve önünüzdeki;
İçinde tam 65 milyon tane balık bulunan kooooskocaman havuzu görün…

Evet, şimdi önünüzde bir havuz var ve içinde balık dolu…
Her eline olta geçiren gelip bunlardan yakalayabilir mi?
Bilgisine ve tecrübesine göre evet…
Şimdi, can sıkıcı soruyu sorayım hadi:
Sen yakalamazsan, birileri gidip o balıkları yakalayacak mı dersin?.. Cazzır cuzzur kızarta kokuta, ağzını şapırdata şupurdata, ve senin canını istete istete yiyecek mi balıkları?..

Bir nokta daha var ki, hiç unutmaman lazım gelen, o da şu:
“Sen, ilk önce, bir balık avlayıcısı değil…
Bir balık besleyicisisin…”

Gözünüz keskin mi?..
Görüyor musunuz, içinde (sayılabilen) 65 milyon balık bulunan kocaman havuzu?..
Sorun kendinize şimdi:
Aklım, zekam keskin mi?..


—————————————————–
Şiir

Bir selâm bekliyorum

Akşama ve sabaha,
Bir selâm bekliyorum.
Tâ gönülden bir daha,
Bir selâm bekliyorum!..

Benim çile sahibi,
Bu hasretin yok dibi,
Hızır’ı bekler gibi,
Bir selâm bekliyorum!..

Delik deşik bu sînem,
Yandı gözlerimde nem,
Kiriş tutmuyor çenem,
Bir selâm bekliyorum!..

Allah bir, mutlak ve tek,
Ben arı, dünya petek,
Sizlerden çiçek çiçek,
Bir selâm bekliyorum!..

Gece ışığa pusu,
Zulmet iblis tapusu,
Kaynadı avcumda su,
Bir selâm bekliyorum!..

Hani kerem ve vefâ?
Elvermez mi bu cefâ?
Her gün belki bin defa,
Bir selâm bekliyorum!..

Bitsin hicran, gam vakti,
Muhabbetin tam vakti,
İşte bu akşam vakti,
Bir selâm bekliyorum!..

Bayrağa, şanlı tuğa,
Hak aşkına tuttuğa,
Şu güzel mutluluğa,
Bir selâm bekliyorum!..

*M. Necati Bursalı
 

Stop
Muammer Erkul
27 Haziran 2001 Çarşamba  

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir