Süklüm püklüm haçlı orduları; hayallerini İslam topraklarında terk etmiş olarak, kendi vatanlarına dönerken… Fikir komutanları, 250 yıl sonra yetişeceğini umdukları “şeytan ağacı”nın tohumlarını ekmeyi akıl ettiler… Okla avlayamadıkları güzel meyvenin; içine kurt girerse kendiliğinden düşebileceğini tahmin ettiler…
O günden beri, zırha ve silaha bürünmüş demir askerlerle gelmek yerine; gezginleriyle, koleksiyoncularıyla, satıcılarıyla, alıcılarıyla, mürebbiyeleriyle, fahişeleriyle, sporcularıyla, yazarlarıyla, ressamlarıyla, şarkıcılarıyla ve akla hayale gelebilecek her meslek insanıyla her fırsatta geldiler, geldiler, geldiler… Mallarımızı aldılar, tarihi eserlerimizi aldılar, sırlarımızı aldılar, adetlerimizi aldılar, geleneklerimizi aldılar, edebiyatımızı aldılar, sanatımızı aldılar, yazımızı, dilimizi aldılar elimizden ve iş gelip dinimize dayandı!..
Ve zaten nihai hedef de buydu…
Peki, şimdiki durum nedir? Hristiyanlık, en güçlü kalabalıktır milâdî üçüncü bin yılın başında…
Bütün İslam topraklarında akıl almaz ölçüde baskı, zulüm ve misyonerlik faaliyetleri sürüyor. İstanbul ve bütün Türkiye’de her şehir ve hatta her mahallede hücre kiliseler açılıyor apartman dairelerinde… Din tanımayan Sovyet belasından kurtulan topraklarda ise; zaten kendilerine inançları unutturulduğu için dinsiz kalmış ve zamanımızda da sahipsiz kalmış Müslüman evlatlarının topluluklar halinde Hristiyanlığa geçtikleri törenlerle ilan ediliyor…
Haçlılar, 250 yıl önce diktikleri ağacın meyvelerini yemekte iken; 250 yıl öncesinin devlerinin torunları ise, şimdi, 2,5 yıl sonrasından bîhaber… Şimdiki durum bu…
Kızıyor musunuz onlara?.. Niye ki?.. İster parti, ister devlet, ister din; eğer büyümeyi düşünmüyorsa, küçülecektir!.. Birileri düşüncelerini, inançlarını, dinlerini yaymaya, anlatmaya çalışmıyorsa başka birileri onların yerini dolduracaktır…
Çare, onların yaptıklarına kızmak ve yapacaklarından korkmak değil…
Soru şu: Sen bu güne kadar ne yaptın ve bundan sonra ne yapacaksın?..
Hazret-i Mehdi’nin gelip, “âleme İslam’ı anlatacağı zamanı” beklerken de yapılacak çok iş var!..
Yapılması lazım gelen bu işlerden biri; görevli misyoner İngiliz casus Hempher’in, Müslüman kılığında dolaştığı İstanbul’da başlayan hatıralarını önce okuyup sonra birilerine okutmak… Çünkü sen bu kitabı ve içinde bahsedilen kitapları okumadığın ve okumadığımız sürece; senin canına ve hepimizin canına okuyacaklar!..
Uyananlar; bilgi@hakikatkitabevi.com.tr adresinden ve (0212) 5234556, 5325843 numaralı telefondan bilgi alabilir… www.hakikatkitabevi.com.tr isimli internet sitesinden kitabı ücretsiz okuyabilir, istedikleri bölümlerini veya tamamını kopyalayabilir, çoğaltabilir, istedikleri kimselere gönderebilirler…
…..
Not: Bu yazı, içindeki ifade ve cümlelerde edebî değer aranmayacak kadar ciddi ve önemlidir…
Stop
Muammer Erkul
30 Eylül 2007 Pazar