Eski bir Hint masalındaki, öyle bir ressam ki; "renklerin ustası" diye anılıyormuş ve kral bile kendisine onur madalyası vermiş…
Çok çalışan, özel bir yorum ve renk anlayışına sahip olan bu büyük usta günün birinde bir okul açıp sanatının inceliklerini öğretmeye başlamış.
Sen Olg Nes, Allah vergisi bir kaabiliyete sahipmiş ve çoğu arkadaşından hızlı başarı gösteriyormuş. Kendisinden çok memnun olan hocası, çok çalışıp çok yorulunarak geçen uzun zamandan sonra;
"Oğlum, demiş… Çok kısa sürede sanatın inceliklerini öğrendin. Şimdi final sınavının zamanı geldi."
"Sınav konumu söyler misiniz" demiş, Sen Olg Nes…
"Bir resim yapmanı istiyorum, ama bu senin en iyi resmin olmalı ve herkes hayran kalmalı… Hadi, şimdi yap!.."
Geceler gündüzlere karışmış ve ortaya gerçekten başarılı bir eser çıkmış… Yaşlı usta demiş ki:
"Çok güzel. Şimdi bunu, şehrin meydanına götür ve altına iri koyu harflerle (bu resim buraya halkın değerlendirmesi için konuldu, hataları resmin üzerine bir X işareti koyarak belirtebilirsiniz) yaz."
Söylenilen yapılmış, ve bir kaç gün sonra genç ressam bakmış ki, eseri tamamiyle çarpı işaretleriyle dolu. Büyük bir hayal kırıklığı ile almış resmi ve hocasına başarısızlığını göstermiş…
"Umutsuzluk yok, hemen bir yenisini yap, demiş ihtiyar ressam… Ama bu defa resmin yanına boya ve fırça da koy… Ve not olarak (Hata görenlerin bu boya ve fırçayı kullanarak düzeltmelerini) yaz…"
Birkaç gün geçmiş, ama resimde hiçbir işaret-düzeltme yokmuş!..
Sevinç ve güven ile okula koşan öğrencisine gülümseyerek demiş ki hocası:
"Sevgili oğlum, eğitimin bugün öğrendiğin işte bu dersle tamamlandı… Çünkü sadece sanatında ustalaşmış olman yetmez. İnsanlara fırsat verildiğinde, bilmedikleri konularda bile eleştirme, hatta kıskandıkları için yapılanı bile bozma eğiliminde olduklarını öğrenmen gerekiyordu… Eğer dünyayı, seni yargılayacak kişi olarak kabul edersen hep hayal kırıklığına uğrarsın…
İlk resmin işte bunun için X’larla doldu. Çünkü onları engelleyecek hiçbir risk yoktu. Ama aynı insanlar, HATALARI BULUP DÜZELTMELERİ istendiğinde, yapamadılar. Çünkü bu kez risk altındaydılar ve bu da cesaret gerektirirdi, uzak durdular!..
Bu sana ders olsun… Ki ömrünü verdiğin eserlerini, anlamayan veya anlayıp da kıskanan insanların önüne koyarak değerlendirme. Kendinin yargıcı ol, ve kendi değerini kendin belirle. Ama bunu da adalet ve eşitlikle yap…
Böyle davrandığında, seni temin ederim ki asla, ne kendin ne de eserlerinle hayal kırıklığına uğramazsın… Son olarak; başkalarının eserlerini de senin bu şekilde değerlendirme hakkın olmadığını hatırla!..
………………………..
(Ne güzel bir masaldı değil mi?.. Nitin Kulkarni’den Doğugül Kan çevirmiş, ve bize S.Öztürk göndermiş. Ama masal, bizim elimizde işte bu hallere geldi!..)
E artık, bunca lafın ardından "ŞENOL GÜNEŞ HOCA’YA SAYGILAR" diyelim artık!.. Ne dersiniz?..
Stop
Muammer Erkul
03 Temmuz 2002 Çarşamba