İhtiyar bilgi!.. [28 Eylül 2002 Cumartesi]

Akıllandım ya!..
Ve bir gün bütün "gerçeği" bütün çıplaklığıyla görüverdim önümde:
O, herşeyi bilmiyormuş… 

Sonra, bir adım daha ilerleyip "bilmediklerine" odaklandım. Gördüm ki;
O, esasında pek bir şey de bilmiyormuş! 

Ardından gelen adım daha da eğlenceliydi!
Şimdi anlıyor, görüyor, yaşıyordum; ben ondan ilerdeydim, ben ondan zekîydim, ben ondan akıllıydım.
O, hiçbir şey bilmiyordu!
Anlattıkları; benim zaten biliyor olduğum, "dinlemeye değmeyecek" konulardı. Hayatı zaten bir sürü yanlışlarla örülmüştü ve bana ne verebilirdi ki?..
Kaabiliyet?..
Elbette bende, ondan fazlası vardı! 

Konuştum önce. Anlamadı aptal!..
Sonra o konuştu, söyledikleri yapmaya değmezdi zaten…
Ve kapattım kapılarımı ona; görmez oldum, duymaz oldum. Bana bakıp ağzını kıpırdattıkça için için sırıttım…
Akıllı olduğumu biliyordum ya…
Onun hiçbir halt olmadığını, onun hiçbir şey bilmediğini ve hatta benim var olduğum an onun modası geçmiş bir eski hükmüne düştüğünü kavrayacak kadar da zekî idim… 

Bundan sonra geçen uzuuun yılların ardından ne gördüm biliyor musunuz?
Bu dönemin kayıp olduğunu!
Ziyan olduğunu, heba olduğunu, heder olduğunu, mahvolduğunu, yok olduğunu…
Keşke dönüş olabilseydi geriye.
Keşke o hiçbirşey bilmeyenlerin dizinin dibine oturup, gözünün içine bakabilseydim. Ağızlarından çıkacak sözleri kalbimin içine alabilseydim…
Keşke "keşke" demeseydim! 

Şimdi, çok zekî insanlar tanıyorum; benim herşeyi bilmediği bilen!..
Bunlar yakında "hiçbirşey bilmediğimi de" farkediverecek ve korkarım bazılarıyla yollarımız bile ayrılacak…
Bunu şu an düşünenler de var, ve yarın düşünecek olanlar da. Bu olacak ve zaten olmalı da…
Temennim; "kopukluğun" kısa sürmesi. 

Bugün itiraf günü dostlar…
Ben herşeyi bilmiyorum… Benim pek bir şeyler bildiğim de iddia edilemez.
Ama, hani "bi’şeyler bildiğimi de" bilmelisiniz;
Öğrenmeye, bilmeye açık ve hazır olduğumu mesela… Ayrıca hemen hemen herkesin "o bilmiyor" tünelinin karanlığından geçecek olduğunu… 

Bazılarınızdan çok fazla, bazılarınızdan ise çook daha az yaşadım şu dünyada… Ama, aklıma şu an düşen "ihtiyar bir bilgi"ye sahip oldum bunca yılın sonunda ki, o da şu:
Hiçbir şey bilmediğine inandığım hiç kimse hiçbir şey öğretemedi bana!..

Stop
Muammer Erkul
28 Eylül 2002 Cumartesi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir