ISS’yi arayan müşteri tipleri 2
Alo iyi günler… Nasıl yardımcı olabilirim? Ben internete giremiyorum. Ne işletim sistemi kullanıyorsunuz? 33.600 Hayır beyefendi o modeminizin hızı… Aaa emin misiniz?
Şöyle sorayım, bilgisayarı açtığınız zaman sol alt köşede “start” butonu var mı?
Evet ama ona basınca bi sürü başka şey çıkıyo, bi dakka sayıcam..
(15 dakika boyunca run, help vs vs diye sayıklar…)
Tamam efendim startın olması yeterli, sorduğum soru için..
Eee, ne kullanıyormuşum?
Windows işletim sistemi kullanıyorsunuz.
Ama monitörüm Macintosh?
Peki!..
(clairvoyant)
Ben: İyi akşamalar, nasıl yardımcı olabilirim?
Müşteri: İnternetim İngilizce çıktı.
Ben: Eğer İngilizce yazılmış sitelere girerseniz gayet normal efendim, İngilizce çıkması gerekiyor zaten onların.
Müşteri: Ama ben kurulumda Türkçe seçtim.
Ben: İnternet explorer gibi bir programın kurulumunda dil seçimini farklı yapmanız görüntülemek istediğiniz sitenin de o dilde geleceği anlamına gelmez ki ama…
Müşteri: Hımmm, o zaman ben iptal ettirmek istiyorum.
Ben: Niçin efendim?
Müşteri: İnternet umduğum gibi bir şey çıkmadı efendim…
Ben: Peki aktarıyorum, lütfen hatta kalın efendim…
Müşteri: Efendim sizin modemler bana küfrediyo…
Ben: Anlayamadım efendim…
Müşteri: Bunda anlayamayacak ne var, açık açık, resmen küfrediyorlar işte…
Ben: Emin misiniz?
Müşteri: Buyrun dinleyin (telefonu çevirme sesi, çalan telefon sesi, peşinden ana avrat küfür…)
Ben: Eee, siz hangi numarayı aramıştınız bi kontrol edelim.
Müşteri: 344 — —
Ben: Bu sizin numaranız mı?
Müşteri: Hayır, aradığım numara.
Ben: Beyefendi, o bizim numaramız değil bir ev numarası.
Müşteri: Ben 10 gündür bu numaradan bağlanmaya çalışıyorum ama ben, o zaman doğaldır küfretmesi…
(saruman)
İyi günler bi problemim vardı benim…
Buyrun hanımefendi yardımcı olayım ben size, elimden geldiğince…
İnternete bağlanamıyorum ben…
Bakalım nedir problem, ne yazıyor şu an ekranınızda?
Göremiyorum ki, elektrikler kesik…
Elektrikler kesikse bağlanamazsınız ki hanımefendi, bilgisayar çalışmaz.
Ee, bu şey neye yarıyor o zaman, bilgisayara taktığımız, hani o ışıklı?..
Modem o efendim.
Tamam işte! Beni internete bağlıycak olan şey di mi o?
Evet ama elektrikleriniz kesikmiş, bilgisayar çalışmadan nasıl bağlanabilirsiniz ki?
E bu o şeylerden diil mi, hani elektrik kesikken de çalışıyo bilgisayar?
Hayır o ups efendim, bizimle bi ilgisi yok.
Hep böyle yapıyosunuz zaten, eksik mal satıyorsunuz, hani günün hangi saatinde istersem bağlanırdım ben internete?.. Böyle diyosunuz sonra da problem çıkınca bizimle bi ilgisi yok diyorsunuz, yetti be!..
Ama hanımefen….
(Çatttttt!..)
(cle)
Müşteri: Adınız neydi sizin?
Ben: Ozan efendim.
Müşteri: Okan…
Ben: Hayır, Ozan.
Müşteri: Ohan?
Ben: Ozan!..
Müşteri: Ogan.
Ben: Bakın efendim, Zonguldak’ın “z” si Ozzan…
Müşteri: Peki Zogan bey.
Ben: Ordu, Zonguldak, Adana, Niğdeee…
Müşteri: Benim problemim sizin adınızdan daha önemli Zogan bey…
Ben: Peki efendim, neydi problem?..
(saruman)
Müşteri: Ben Türkiye satranç şampiyonu Samim, internete bağlanamıyorum…
(saruman)
Müşteri: Ben prof. doktor bilmem ne bilmem ne…
Ben: Buyrun efendim?
Müşteri: Ben chat’e bağlanamıyorum.
(saruman)
Müşteri: Ben iptal ettirmek istiyorum.
Ben: Teknik bi probleminiz varsa yardımcı olabilirim.
Müşteri: Nasıl yardımcı olacakmışsınız ki aldınız bi ton abone bağlanamıyoruz işte…
Ben: Şu an bir yoğunluk sözkonusu değil efendim, rahatça bağlanabilirsiniz. Ama hata mesajını almam lazım.
Müşteri: Nasıl yoğunluk yokmuş, bal gibi de yoğunsunuz işte.
Ben: Dediğim gibi, bir yoğunluk yok efendim…
Müşteri: Nasıl olmaz şu hale bak çevir sesi bile yok.
Ben: Lütfen bağlanmayı denemeden önce modeminize bi telefon hattı takar mısınız efendim?..
(saruman)
——————————————————–
Rüzgârı koklamak!
(Yazdıktan sonra bir kaç gün de yayınlayıp yayınlamama kararsızlığı içinde beklemiş olan ve 25 Nisan Salı günü yayınladığım yazım, özetle aşağıdaki gibiydi:)
…..
Hulki Cevizoğlu, cumhurbaşkanlığına aday olan konuğunun yelkenine üfleyerek bu sahillere süren Meclis’teki bazı milletvekilleri gibi bir tutum içinde değil idiyse, gözümde yüceldi.
Kaç kişi Ceviz Kabuğu’nun sonuna kadar sabretti bilmiyorum, ama benim gibi sabahlayanlar “kimin cumhurbaşkanı OLAMAYACAĞINI” görmüş oldular!..
İnanıyorum ki; onun dört-beş ayrı partiden kendisini destekleyeceğini söylediği milletvekili arkadaşlarından bazıları sırıtıp durdu programı seyrederken!..
Buna inanmak bile istemiyorum. Çünkü Meclis, elbette “Hababam Sınıfı” değil!..
Zaten seçilmeyeceğini bildiğim DSP Eskişehir milletvekili Mail Büyükerman keşke bahsettiği (yelkenlerine üflenilmiş olan) rüzgarı iyi koklasaydı.
Yazı yayınlandıktan iki gün sonra Türkiye’nin 10. Cumhurbaşkanını seçmek için Meclis toplandı. Kazanmak için Meclis sayısının üçte iki çoğunluğu olan 367 oyu toplamak gerekiyordu.
…..
(Burası ise 28 Nisan Cuma günkü gazete haberi:)
“Bir gün önce bağımsız olan Eskişehir milletvekili Mail Büyükerman, isminin okunması üzerine bir kısım milletvekilleri tarafından coşkulu bir şekilde alkışlanmaya başlandı. Bazı milletvekillerinin de “Mail, Mail” diye tempo tuttukları Mail Büyükerman, iki elini birleştirerek salondaki milletvekillerini selamladı. Genel Kurul açılmadan önce salona gelen Mail Büyükerman, Başbakan Bülent Ecevit’i girişte karşıladı ve DSP’liler veya Bağımsızlar için ayrılan koltuklara değil, BAKANLAR KURULU SIRALARINA oturdu…”
…..
Sonunda Cumhurbaşkanı seçiminin birinci tur oylamasına katılan 530 milletvekilinin vermiş olduğu oylar açıklandı.
Dört beş partiden oyları olduğunu açıklayan, hatta bir partide grubu olduğunu söyleyen Büyükerman’a kendisinden başka SADECE 2 (İKİ) KİŞİ oy verdi!..
Stop
Muammer Erkul
01 Mayıs 2000 Pazartesi