Kan otları [21 Haziran 2000 Çarşamba]

Kan otları

Canımız, diyorum… Canımız “yandığını” mı anlamazdı, yoksa gerçekten yanmaz mıydı bilmiyorum.
Ama o otları… Hani, (yaşı bizlerden birkaç yıl büyük olan) tecrübeli arkadaşlarımızın “tavsiye” ettiği o otları sürüp dilimi kanattığımızı hatırlıyorum…

Daha yürekli olanlar, acemîlere tarif etmekle kalmaz; “dilin nasıl kanatılabileceğini” uygulayarak gösterirler;
“Bakın, derlerdi… Hııı, bakıın!.. İşte böyle yapacaksınız… Gördünüz mü, kanadı işte!..”
O zamanlar hiç düşünüp düşünmediğimizi hatırlamadığım bir soru geliyor aklıma:
“İyi de, bizler dillerimizi niye kanatırdık?..”

Şimdilerde sanki o “kan otları” kalmadı yeryüzünde!..
Şimdilerde, sanki hiç kanatılmıyor diller!..
Şimdilerde, sanki o otları tanıyacak kimseler de kalmadı!..

Sahi…
Bizler neden bir zamanlar kanatırdık dillerimizi?..
Bilin bakalım.
…..
Bir de şunu bilin bakalım:
Kan otlarıyla dilini kanatanlardan bazıları, bir gün “sevgilerini ifade etmeyi” öğrendikten sonra, acaba kan otlarının, şeklini bile neden unuttu?..
Bunu da bilin bakalım.

Bu yazı burda bitmişti aslında…
Bu yazının bundan sonrası “Türkçe filme Türkçe alt yazı” gibi bile olsa, olsun.
…..
İnanıyorum ki, kan otlarını yeniden hatırlamanın zamanı geldi…
Uluorta savrulan küfürlerden…
Es geçilen teşekkürlerden…
İfadesiz kalan sevgilerden sonra; ben sormasaydım, belki de çocukluğumuzda kalan “kan otları” soracaktı aynı soruyu.

———————————————————

Sadi’den:

Yol kesen
Bir gün adamın biri;
“Yol kesicilik, insanların arkasından konuşmaktan iyidir” dedi.
İlkin bunu şaka yollu söylediğini sandım. Ona sordum:
“Neden böyle konuşuyorsun? Yolkesicilikte ne güzellik, ne yarar buluyorsun?..”
“Yolkesenler, dedi… Güçlü insanlardır. Kervana korkusuzca saldırır, boğuşur, dağıtır ve yıkarlar. Vurgun yapar, para kazanır, keselerini doldururlar. Bu gelirle bolluk içinde keyif sürerler…
Oysa sinsi ve biçimsiz gıybetçiler ne yapar? Başkalarının aleyhinde konuşur, birşey elde edemezler…”

Kalan son 5 dakika
Bütün söyleyeceklerimizi söylemek için yalnız beş dakikamızın kalmış çoğunu anladığımızda, bütün telefon kulübeleri; sevdiklerini kekelemek için diğerlerini arayan insanlarla işgal edilmiş olacak…
Christopher Morley

Stop
Muammer Erkul
21 Haziran 2000 Çarşamba

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir