Kimse öğüt istemez ki
Hemen hemen hiç kimse “nasihat” dinlemekten hoşlanmaz… Ama bir de dünyayı çepeçevre sarmış öğütler var ki, bunlardan, herhalde yeryüzünün hemen her noktasında yaşayan insanların da (az veya çok) alacak birşeyleri olmalı… Bunca yol katettiklerine göre…
Bu kadar lafın ardından ne gelir?..
NASİHAT!..
…..
Tuzağa düşmediniz canııım… Bana da bunları Washington’daki arkadaşım, (yeni baba) Sıtkı gönderdi. Ona da kimbilir nerelerden kimler yollamıştır. Yani ben “aldığımı” aktardım, paylaştım sadece sizinle…
…..
Buyrun, “afiyet” olsun!
* Büyük aşkların ve büyük kazançların büyük riskler taşıdığını hesaba katın.
* Kaybettiğinizde, aldığınız dersi de kaybetmeyin.
Üç ‘S’yi hep uygulayın: Saygı; kendiniz için, Sevgi; başkaları için, ve Sorumluluk; bütün davranışlarınız için.
İstediğinizi alamamanızın bazen ne kadar büyük bir şans olduğunu hatırlayın.
Kuralları iyi öğrenin ki, onları düzgün şekilde ihlal etmeyi bilesiniz.
Küçük bir aksaklığın, büyük bir arkadaşlığı yaralamasına izin vermeyin.
Hata yaptığınızı anladığınız zaman, düzeltmek için derhal gerekli adımları atın.
Biraz “yalnız” zaman geçirin.
* Kollarınızı değişime açın, ama değerlerinizin kaybolup gitmesine izin vermeyin.
* Sessizliğin bazen en iyi cevap olduğunu hatırlayın.
* İyi ve şerefli bir hayat yaşayın; yaşlandığınızda ve dönüp geçmişinize baktığınızda, ikinci defa keyif alın.
* Sevgi dolu bir ev, hayatınızın temelidir. Sakin, düzenli bir ev ortamı meydana getirmek için elinizden ne geliyorsa herşeyi yapın.
* Sevdiklerinizle anlaşmazlığa düştüğünüzde, sadece mevcut durumla ilgilenin. Yani geçmişi geri getirmeyin.
Bilginizi paylaşın. Bu “ölümsüzlüğe” giden yoldur.
* Dünyaya karşı nazik olun.
* Yılda bir kez, daha önce hiç gitmediğiniz bir yere gidin.
En iyi ilişkinin; biribirinize karşı duyduğunuz aşkın, biribirinize olan ihtiyaçtan daha fazlalaştığı zaman olduğunu hatırlayın.
* Başarınızı, ona ulaşmak için nelerden vazgeçtiğinizle yargılayın.
* Aşka ve yemek pişirmeye, sonuçlarını çok da fazla düşünmeden girişin.
* Her sabah Stop Köşesi’ni, veya hayata pozitif bakmayı alışkanlık edinmiş (varsa) kendi köşenizi okuyun…
———————————————————
Kuruyor bedenim
(Ben bir yağmur damlasıyım)
Bir boşlukta,/Kocaman bir boşluktayım sanki/Mutlu olmak korkutur bazen/Gözyaşlarımdır beni güçlü kılan/Ne de olsa ben bir yağmur damlasıyım…
Bir yoldur ümitlerimi alıp götüren/O yol uğruna yürürüm saatlerce/Hayallerimi katarım o güzel yıldızıma/Sen benim yıldızım/Ben sana süzülen bir yağmur damlasıyım…
Yazılan tüm kafiyeli şiirler/Hissettiklerimi duyurmaya yetmiyor/Boğazımda düğümlenen bir tek kelime/Gün geçtikçe kalbime yerleşiyor/Ve zaman akımı, ona verdiğin pırıltıyla daha da ışıldıyor.
Seni hatırlatacak bir şeyler arıyorum/Yaz akşamlarındaki yakamozu özledi yüreğim/Dalgaların sahile vurmasını/Her gece seni yaşamayı özledim sahilde…/Bir yağmur damlasının özleyeceği üzere…
Şimdi toprağa işliyor vücudum/Tohumu canlandırıp/Yavaş yavaş kuruyor bedenim./Yıldızım için…/Koklayacağın bir gülü/Dudaklarına değdirip öpmen/Ve doyasıya koklaman için.
Kuruyor bedenim!/Çünkü ben bir yağmur damlasıyım…
Ayla Öztopal
Korkuyorum (!)
Yağmuru sevdiğini söylüyorsun;
Ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun…
Güneşi sevdiğini söylüyorsun;
Ama güneş açınca gölgeye kaçıyorsun…
Rüzgârı sevdiğini söylüyorsun;
Ama rüzgâr çıkınca pencereni örtüyorsun…
İşte bundan korkuyorum;
Çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun!..
Füsun Söylemez
Stop
Muammer Erkul
11 Eylül 2000 Pazartesi