Su, akar;
İki yamacın arasından…
Akan suyun şu yanında, koca bir dağ yükselir;
Bir dağ ise öte yanında…
Su; “şimdi”dir…
Gürül gürüldür bazen, bazen şırıl şırıldır; berraktır kimi zaman veya bulanık, çamurludur. Fakat gerçeğidir şimdiki zamanın, şimdinin…
Duymakta olduğun ses “şu an”dır!
Elini soksan, ıslatacak; düşsen, seni sürükleyecek olandır su…
Yani, su; şimdiki zamandır…
Veya şimdiki zaman; akan bir sudur!
Zaman şu su ise, aktıkça derinleşen yatağın iki yanında etekleri yükselen dağlar nedir?
Cevap: Biri geçmiş zaman, diğeri gelecektir!
Öyle değil mi?
Bu durumda… İki yol var önümüzde, her zamanki gibi.
Birinci yol; bırakacağız ve akıp gidecek şu su, her an biraz daha derinleştirerek yatağını ve her an biraz daha ayırarak iki dağı biri birinden…
İkinci yol ise; bu yamaçtan diğer yamaca köprü kuracağız!
Deli gibi akıp giden nehrin üstüne köprü kurmak;
..iki ayrı zamanı, iki koca dağı birbirine bağlamaktır ve buradan geçmek isteyenleri sıkıntıdan, ıslanmaktan, boğulmaktan kurtarmaktır…
Köprü kurmak; zaman kazanmaktır, hayat kazanmaktır, insan kazanmaktır. Yani, kazanmaktır…
Yazan kimseler;
..deli gibi akan suların üzerindeki köprülerdir!
Ve hemen hemen hepsi, tercihi kendileri yapmıştır…
Acaba kaç kişi farkında?
…..
Yazan kimseler, üzerinden insanlar geçen köprülerdir;
Gelecek zamanlara doğru!..
…….
KİTAP: İlk hikâyesi, henüz ortaokul yıllarındayken Türkiye Çocuk Dergisi’nde yayınlandı, sonraki yıllarda Türkiye Gazetesi Magazin ekinde de yazdı Meryem Aybike Sinan. Şimdiyse kendi çocukları Mehmet Kağan ile Bengisu ve öğrencileriyle birlikte okuyabileceği kitabı çıktı piyasaya: HAYAT GERÇEĞE YÜRÜR…
Bu toprağın insanlarının hikâyeleri bunlar. Hatasıyla sevabıyla, ama yaşayan, canlı bir kalemin eseri… “Hayat Gerçeğe Yürür” Akış Yayınları’ndan…
Stop
Muammer Erkul
04 Mart 2007 Pazar