Köprünüz kaç şeritli?
(Bu yazı ERKEKLER için, diyeyim ki; HANIMLAR daha evvel okusun!..)
Kızlaaar!.. Hadi bu haftaya sizi “gıcık” ederek başlayayım, olur mu?..
Daha doğrusu, bu haftaya başlarken, ekstradan, bir de bana gıcık olun, noolur ki!..
Fıkralar ne çok şey ifade eder bazen, değil mi?.. İşte bu fıkra da onlardan biri, yani öyle diyorlar!..
Ama siz yine de rahat olun; çünkü bunlar hayal, sözün gelişi yani… Yani böyle bir şey yok da, var sayılmış yani!..
Var sayılmış ama, bizim ülkemizde değil, hatta bizim kıtamızda bile değil. Çok uzakta…
Hadi, şunu anlatayım da kızlar da rahatlasın, erkekler de!..
İşte şöyle, anlatırlar ki; adamın biri, taaaaa California’da, bir kumsalda yürürken, ayağı bir şeye takılmış. Merakla eğilmiş, ve kumların içinden çıkarttığında bunun eski bir lamba olduğunu görmüş…
“Bu eski ve ancak çoğu masallarda bulunan lambalardan Yeni Dünya’da da mı varmış” diye düşünerek, sırf dalga olsun diye ovalamaya başlamış…
Bir yandan da, sırıtarak;
“Belki içinden cin de çıkar” diyormuş…
Masal bu ya; lambanın içinden “cort” diye bir cin çıkıvermiş… Ve hiç beklemeden;
“Tamam tamam, demiş… Beni lambadan filan kurtardın, vesaire…
Ama bu, benim, sadece bu ay içindeki dördüncü kurtarılışım, ve ben bu işten artık sıkılmaya bile başladım… Onun için öyle üç dileği filan unut… Pazarlık yok; tek hakkın var ve uzatmadan, tek dileğini hemen söyle…”
Adam, bu tavırdan pek memnun değil, ama yapacak da bir şeyi yok, üstelik fırsatı da kaçırmak istemiyormuş. Bir süre düşündükten sonra;
“Her zaman Hawaii’ye gitmek istedim…
Ama uçaktan çok korkarım ve deniz de beni feci şekilde tutar…
Hawaii’ye bir köprü kurmanı istiyorum, ki böylece arabayla oraya kadar gidebileyim” demiş.
Lambadan çıkan dev cin koca bir kahkaha atmış ki, sanki yer gök sarsılmış.
“Ya usta be, demiş sonra… Sen kafayı yedin galiba?.. Böyle dilek olur mu? Bu imkansız bir şey… Bu işin lojistiğini düşünsene!.. Köprünün ayakları Büyük Okyanus’un dibine kadar nasıl ulaşabilsin?.. Bunun için ne kadar beton, ve ne kadar çelik gerektiğini hesaplasana…”
“Yok yok, demiş hemen ardından, kaşlarını çatarak.
Bunları düşünmene hiç gerek yok… Sen, en iyisi başka bir dilek söyle…”
Çaresiz olarak;
“Peki cin beyciğim” demiş adamcağız.
Ve bir süre düşündükten sonra, gerçekten güzel bir dilek bulmuş. Demiş ki:
…..
“Ben, tam dört kere evlendim, ve hepsinde de boşandım…
Bütün karılarım, her zaman, duyarsız olduğumu, ve kendileriyle yeterince ilgilenmediğimi söylerlerdi…
İşte bu yüzden, kadınları anlayabilmeyi diliyorum…
Nasıl hissettiklerini…
Ve neden ağladıklarını…
Bir şey söylemedikleri zaman aslında ne istediklerini…
Onları nasıl “gerçekten mutlu” edebileceğimi bilmek istiyorum…”
Cin, birden bire, sanki nefessiz kalmış… Çünkü, az daha kendi tükrüğüyle boğuluyormuş… Kısık kısık, kesik kesik öksürdükten sonra, aceleyle:
“Köprü istemiştin değil mi, demiş…
Sadece, California’dan Hawaii’ye kadarcık bir köprü istemiştin değil mi sahip?..
Emrin olur!..
Söyle, dört şeritli mi olsuun, altı şeritli mi?..
——————————————————
Ödev: Kitap göndermek!..
Evvvet, teneffüs bitti!.. Şimdi ders vakti, iş zamanı…
Konumuz ne?..
İhtiyacı olanlara KİTAP GÖNDERMEK…
Bunun, yani kitap göndermenin İŞ olduğunu, GÖREV olduğunu… Bu ülke insanına ve hatta dünya insanlarına karşı bir VAZİFE olduğunu duymuşsunuzdur, biliyorsunuzdur değil mi?..
Ben de biliyorum…
Ve o yüzden, bana gelen kitap taleplerini duyuruyorum size. Sizler de, göndermek istediğiniz (işe yaramayan değil, İŞE YARAYACAK olan… Okunmuş veya okunmamış olması önemli değil, ama KESİNLİKLE OKUNMAYA DEĞECEK olan) kitapları güzelce paketliyorsunuz, üzerine aşağıdaki adresi yazıyorsunuz, postaneye veya kargo şirketine gidiyorsunuz, taşıma-posta ücretini kendiniz ödüyorsunuz ve hakkıyle istifade edilmesini umarak (istikbalde, bu ülkenin en eğitimli-kültürlü insanlarının yetişeceği köye) gönderiyorsunuz…
Sevap kazanmak için bu kadarcık sıkıntıya da katlanacak sınız canım, ne yapalım!.. Hem de bu mübarek günlerde…
…..
Hacınuhlu Köyü Kütüphanesi, kitap kampanyası
(İrtibat: Mehmet Ceylan)
Hacınuhlu Köyü 33600 Mut – İÇEL
Bunu uzun uzun düşündüm ve yazmaya karar verdim:
Bir süre sonra inşallah, KİMLERİN KİTAP GÖNDERDİĞİNİ… Ve en önemlisi de, KÖY HALKINDAN KİMLERİN HANGİ KİTABI OKUDUĞUNU da yayınlarız köşemizde…
Stop
Muammer Erkul
12 Kasım 2001 Pazartesi