(Çok kişi anlamayacak.
Anlamasın!
Bu satırlar, anlayacak olan o birkaç kişi için yazıldı…)
………………………
…..BİR
Ben bunların doğru olduğuna inandığım için yazıyorum. Baban, söylediklerinin doğru olduğuna inandığı için öyle davranıyor… Ve sen, on beş yaşında düşündüklerinin tabii ki doğru olduğuna inandığın için ona kızıyorsun…
…..
Yine de sana bir şey olsa, babanın üzüntüsü başkadır.
…..İKİ
Çok konuştuk şunu:
Bir futbol takımında dünyanın en iyi onbir tane kalecisi olsa…
…..
Devamı lazım mı cümlenin; bir vasıta veya yerde aynı, birbirinin tıpkı olan kimseler olsa…
Ne olurdu?
…..
Bana bile neden yer var bu gemide, anlıyor musun?
…..
Sana da… Tabii ki… Niye bir yer bulunmasın?..
Yeter ki; hazır bekle…
Her zaman!
…..ÜÇ
Sen bana bakıyorsun, beni görüyorsun ve benle birlikte etrafımı.
Ama şimdi başının üstüne bir örümcek iniyor… Omuzunda bir sökük var… Veya ardından bir düşman yaklaşıyor; bunları görmek benim görevim…
Beraber olmanın, “bir” olmanın yararı bu, ve farklı bakış açılarının…
…..
Hep aynı noktadan bakmak yetmiyor insanlara!
Hep aynı noktadan bakmak, insanlara yetmiyor…
…..DÖRT
Ben dahil, çok kişi…
Bunca şehzade arasından;
Keyif sürmeyi en fazla isteyenin sultan olduğunu sanırdık!..
…..BEŞ
Tek kaşıkla yerlerdi önceleri, bir o bir diğeri; önce kaşıkları ayrıldı…
Tek tastan, aynı tabaktan yerdiler yıllarca; tasları, tabakları da ayrıldı…
Baktılar ki bu yastıkların modası geçmiş; büyük yastıklar küçüldü, bölündü, her baş için birer birer ayrıldı…
Sonra karyolalar, döşekler ayrıldı; moda denip adına!
…..
Yani insanların…
Zaten ayrılacak pek bir şeyi kalmamıştı!..
Stop
Muammer Erkul
05 Ağustos 2005 Cuma