Kral aslan ve güneşten korkanlar [18 Eylül 2005 Pazar]

Tarih kitaplarının sayfalarında kendilerine yer bulabilmiş toplumları, belli başlı davranış biçimleriyle hatırlamak mümkün.
Bazısı çakallar gibi…Bazısı vaşaklar gibi…Bazısı tilkiler gibi…Bazısı da kurtlar gibi, önlerine çıkan her sürüye dalıp; aç gözlülükle, öldürebildiği kadar cana kıyıp, ondan sonra karnını doyuruyor. Yani bir kurt, kendine karşı konulmadığı bir ağılda sabahlasa, belki bir koyunun yarısını yiyebiliyor ama; bütün sürüyü öldürdükten sonra!..

Osmanlı ise;
Ya dik kafalı sürü başlarının kellesini vuran, veya kendi topluluğunun bile hızını kesen tembelleri, miskinleri ortadan kaldırıcı aslanlar gibiydi.
Osmanlı; düşmanını bile intizama sokan bir nizamdı…
Osmanlı çakallar gibi değil, vaşaklar, tilkiler gibi değil; aslanlar gibi davranıyordu. Lüzum etmeden savaşmıyor, kan dökülmesini gaye edinmiyordu. Bu hal ise ona çok yakışıyordu.
Eğer böyle olmasaydı, belli ki; üç kıtada ayakları üstünde durabilecek başka millet, toplum kalmazdı…
Ama o zaman Osmanlı da bütün zalimlerle aynı kaderi paylaşır;
Böyle uzun ömürlü olmazdı!..

Kralların yapamadığını yapıyor olması; kralların boyun eğdiği bir “padişahlık” makamı getirdi Osmanlı’ya…
Bunun sırrı; hazımdı…
Baş kaldırana baş eğdirip, veya arkada kalanı avlayıp; artanı da etrafındakilere paylaştırdıktan sonra, kendisi “hazmetmeye” çekiliyordu…
Hazım zamanı; istirahat ve tefekkür zamanıdır. Şu ana kadar yapılmış olanların kritiğini, bundan sonra yapılacak olanlarınsa plan ve programını yapma zamanıdır…

Aslanlar, hazım için bir köşeye çekildiklerinde “uyur gibi” yaparlar…
Hazım zamanı, sadece; kendi üstüne konan sineklere ve sırtına tırmanmaya çalışan böceklere kuyruğunu sallayarak, onları uyarma zamanıdır…
Hazım zamanı, hayal zamanıdır.
Aslanlar, hayal kurmayı bilir; çünkü hayalleri olmayanlardan kral olmaz!..

İşte, Osmanlı için bir yazı daha yazıldı, da; ..peki ne söylenebildi?..
Veya, Osmanlı için söylenmemiş ne kaldı, da; ..anlamak istemeyenlere ne anlatılabildi?..
…..
Albinizmi olan hastaları rahatız etmek;
Güneşin suçu değil ki!..

Albinizm: Deriye renk veren pigmentlerin azlığı hastalığı… Albinoların karakteristik özelliği: Güneş ışığında bakamamak, güneş görünce çok çabuk ve şiddetli yanmak, cilt kanseri riskine çok yatkın olmak…

Stop
Muammer Erkul
18 Eylül 2005 Pazar

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir