Şu sözü çok söylermiş dedem:
"Etrafındaki kulaklar onu dinlemeye başladığı zaman… Tehlikeli olan, radyonun;
Söyleyenin kendisi olduğunu sanmasıdır!.."
Nasıl laf ama?..
Bir radyo, kendine dönmüş kulakları fark edip; "söyleyen ben’im", dediği zaman tehlike başlıyormuş… Gözlerin, ekranına çevrildiğini gören televizyon; yayının kendinden olduğunu zannettiğinde, tehlike başlıyormuş!..
Halbuki çoğumuz aynıyız. İyi düşünün şimdi…
Demek istiyorsun, denmiyor. Söyleyebiliyorsun, anlaşılmıyor… Ama bazen "anlatmadan anlıyor" insanlar… Bu nasıl iş?..
Bazen de, üzerine öyle bir ışık vuruyor ki; tayfmışsın gibi sende bin ayrı renge bölünüyor bu güzellik… Her göz başka bir ton görüyor, ve pek çoğu da alıp bu ışıktan, mutluluk yansıtıyor karanlıklara…
Diyen var mı şimdi: Madem herkes kendi istediğini anlıyor, öyleyse söylemek neden?
Aktaracaksın! Kurumuş toprak tekrar kuruyabilir diye rahmet kesiliyor mu üzerinden?.. Söyleyeceksin; güzel sözün de yağmura benzediğini düşünerek!..
Konuşacaksın! En yakınların bile anlamasa dahi, söylemek istediğini…
Kim demişti, unuttum. Ama bu küpe kulağımda kalmış, ben de sizin kulağınıza takıyorum. Çıkarmayın, olur mu?..
….
"Dinleyenler varsa seni, dedi…
Bir kişi bile dinliyorsa seni, onun ne kadar anladığını düşünme.
Bir tek doğru bile biliyorsan onu söyle. Ondan başkasını bilmiyorsan gene onu söyle. Sonra, konuştuğun zaman, gene onu söyle…
Güneş tekrar ve tekrar doğacak, rahmet yağacak… Sen de, belki biraz hizmet edeceksin… Vakti gelecek, ve zamanını beklemiş tohumlar gibi; "anlama çiçekleri" açılacak zihinlerde…
Yani, çok da dert etmek çok iyi değil…
Ben, neleri, kaaaç kerede anladığımı biliyorken; nasıl bir kerede her şeyi anlamasını beklerim ki herkesten?..
Ayrıca bu beklemek; peşin peşin, herkesin benden daha zeki, benden akıllı olduğunu kabullenmek olmaz mı?.. Buna kaç kişi razı olur?..
İyi laf demiş ama dedem, değil mi?..
"Etrafındaki kulaklar onu dinlemeye başladığı zaman…
Tehlikeli olan, radyonun;
Yayını kendisinin yaptığını sanmasıdır!.."
…..
Şimdi, bu konuştuklarımızı duysaydı, nasıl özetlerdi konuyu biliyor musunuz?..
"Sen, doğru tohumu, doğru şekilde atmana bak oğlum, derdi..
"Kimi çıkaaar, kimi çıkmaz…
Çıkanın da ne zaman çıkacağı belli olmaz!.."
Stop
Muammer Erkul
20 Haziran 2004 Pazar