("AHH, ŞU KAYNANAMI BİR ZEHİRLEYEBİLSEYDİM" diye hesap yapan da olur mu, diye düşünmeyin… Demek ki oluyormuş!.. Bugün size Çin diyârından bir anonim hikâye AKTARACAĞIM, iyi dinleyin…)
…..
Çin’de, Li-Li adlı bir kız evlenir… Ama kaynanasıyla birlikte yaşamak zorunda kaldığından, her ülkede olduğu gibi, kısa süre sonra aralarında gelin-kaynana kavgası başlar. Huzur kalmayan evdeki bitmez kavgalar yüzünden, annesiyle karısı arasında kalan damat için de yine bu ev işkence odasına dönmüştür…
Çare aramaya başlayan gelin, babasının eski arkadaşı bir baharatçıyı hatırlar… Koşup gider yanına, derdini anlatır, çare bulmasını ister… Uzuun uzun konuşurlar. Sonunda şöyle bir karara varırlar: Yaşlı adam, bitkilerden yaptığı özel bir zehir hazırlayacak… O da üç ay boyunca kaynanasının yemeklerine azar azar bu zehirden koyacaktır…
"Fakat zehir azar azar verilecektir ki; kaynanayı, gelininin öldürdüğü belli olmasın… Üstelik kaynanasına karşı güleryüzlü olacak, elinden bir iyilik geliyorsa hemen yapacak, ve ona en güzel, en hoşlanacağı yemekleri pişirecektir Li-Li bu kısacık süre içinde… Ki, hiç kimsenin aklına kendisinden şüphelenmek gelmesin…"
İşte bunları sıkı sıkıya tembih eden baharatçı; Li-Li’yi, elindeki şişeyle yolcu eder…
Sevinçle eve dönen gelin söylenenleri eksiksiz uygulamaya başlar. Her gün en güzel yemekleri yapmaktadır artık. Kaynanası için özel sofralar hazırlamakta, bir söylediğini iki etmemekte, yapamadığı işlerini yapmakta, bir şeyde zorlanırsa hemen yardımına koşmakta…
…Ama kaynanasının tabağına koyduğu her yemeğin içine de, birazcık zehir damlatmaktadır!..
Gelininin değiştiğini farkeden kayınvalide de açar ona kalbini; sıcacık bakar, sıcacık sever ve artık onu kendi kızı bilmeye başlar… Evde tam bir barış, derin bir huzur vardır… Li-Li de, kocası da, anneleri de çok mutludur artık…
…..
Fakat kısa zaman sonra, kendisini ağır bir yükün altında hissetmeye başlayan genç kadın, yaptıklarından tamamen pişman olarak baharatçı dükkanının yolunu tutar… Ve yaşlı adama; "şu ana kadar verdiği zehirleri (artık annesi bildiği) kaynanasının kanından temizleyebilecek bir iksir için" yalvarmaya başlar.
Çünkü yaşlı kadının ölmesini istemiyordur artık…
Baba dostu ihtiyar adam, karşısında yaşlı gözlerle yalvaran Li-Li’ye bakıp:
"Bunu anlamakta ne kadar geç kaldın kızım, der…
Ben sana bir şişe verdim; sen, bir zehirle gittin evine…
Ama zehir, benim verdiğim şişede değil; senin beynindeydi!..
Şişeyeyse vitamin koymuştum… Sen kaynanana iyi davrandıkça, aranızdaki nefret dağıldı ve yerini sevgiye bıraktı. Böylece siz, gerçek birer ana ve kız oldunuz!.."
Stop
Muammer Erkul
27 Nisan 2002 Cumartesi