Mecnûn olmak bir “makam”dır; dişlerin sıkılma hâlidir!
Sus!..
Kenetlenmiş çenenden, “kendini” sızdırırsan dışına; kıvam bozulur… Çünkü “mecnûn” olanın yolu; en dar tünellerden geçer!
Yollardan, Leyla’ya doğru, her daim yürüyenler vardı…
Kimdi onlar? Bilen yok!.. Hani ayak izleri? Silinmiş, gören yok!.. Peki hatıraları? Unutulmuş, anlatan yok!..
Ya Mecnûn?..
Mecnûn; susmanın adıdır ve yürümenin adıdır ve dönüp ardına bakmamanın fakat aramanın ve bulmanın veya sadece dişlerini sıkmanın adıdır…
Mecnûn olmak hem rütbe takmaktır omzuna, hem de omzuna yüklenmiş olan rütbeyi haysiyetle ve hassasiyetle taşıyabilmektir!
Leyla’nın bin yolcusu;
..ama yolların bir Mecnûn’u vardı!
Sen kimsin? Hangisisin?..
Derler ki; Mecnûn olmak, otuz iki tane dişin birer birer çekilmesidir çene kemiğinden… Ve gıkını çıkarmamaktır!
Bunu diyenler yalan söylüyor, çünkü ben Mecnûn’u gördüm; aynanın başındaydı ve havuzun başındaydı ve hatta durgun göllerin başındaydı… Biliyorum! Mecnûn olmak; otuz iki tane dişin birer birer çekilmesi değil, tane tane çakılmasıdır çene kemiğine… Ve gıkını çıkarmamaktır!
Yani Mecnûn olmak, çenenin kuvvetle sıkılma hâlidir, dişlerin kemiğe çakılma hâlidir…
Mecnûn olmak bir makamdır. Susmak, yürümek, ardına bakmamak, aramak, nihayetinde bulmak… Ve şu soruyu sormak demektir:
Leyla’nın bin yolcusu, fakat yolların bir Mecnûn’u vardı!
Sen, hangisisin?..
Stop
Muammer Erkul
muammer.erkul@tg.com.tr
16 Eylül 2012 Pazar
kişiliğini bi,lmediğim mecul “ün iş güzarlığına cevap olarak “deki yaşamak mecnun makamı idi oysa hislerinin ölmesi onu menun yapan halin benzeri bülentleri bu ülye musallateden sapık büğücünün benzer bir durumunu buy cağda mecnunun diyer yüzü olduğu gercekliğni dünyayı kirleten ve insanlığın yüzkarası olduğunu görüyoruz ( bir kere sevginin olmadığı yerde asla ) aile mevhumu olmaz bu günlerede ülkemizde aile lerin direği olan sevginin carpıklığını serserilerin mucnunu dahi kirlettikleri bir gercektir;;;
Herkesin sevgi/aşk denince anladığı başka şeyler olabilir.
Örnek vereyim; “KANAT” denince acaba kartal ne anlar?..
Kartal yüksekleri hatırlar ama; sarhoş meze görür mü kanatı ve sadistler/caniler “kanat” denince ne anlar?..
Aşk kelimesi de buna benzer, herkes kendinde olanı görür onun içinde!
Selamlar sevgiler ve teşekkürler
M:)
Ne güzel söylemişsin Muammer abi “Mecnûn olmak, çenenin kuvvetle sıkılma hâlidir, dişlerin kemiğe çakılma hâlidir… ”
Dünyada insana huzur veren tek acıdır aşk. Acısı arttıkça derman bulunan tek hastalık.
Eline yüreğine sağlık…
ALİ KAYA
Öyle cümleler seçeyim ki
Aşk’ın genel bir tanımının yapılamadığını,
insanın, aşk’a dair hissettiklerini, istese de tam olarak tanımlayamayacağını,
aşk’ı harekete geçiren her kıvılcıma, aşk denmemesi gerektiğini,
ancak, herşeyin sahibinin aşka layık olduğunu…
anlatabileyim istedim. Ama o cümlelere ulaşmak zor gibi…
(Eskiz halini göndereyim bari.)
Zehra Öner